hava çarpması

entry1 galeri
    1.
  1. Havanın sağlık üzerindeki ani etkisi.

    Bugünlerde havalar çok güzel. Güneşe ve havanın güzelliğine kanıp tüm günü dışarda banklarda oturarak, okuyarak geçirdim bugünü de. (Açıkçası başka bir bahanem daha vardı ancak o'ndan bahsedersem yazının konusu değişir.) Hafif ezen rüzgar fark ettirmeden soğuğu doldurdu göğsüme. Bir akşam sınavına daha havanın güzelliğine kanıp çalışmadan, boş saatlerimde aylaklık ederek girdim. Böyle nereye kadar gidebileceğim, göreceğiz. Sınavdan iki saat önce çıktı almaya gittim, belki de çalışırım düşüncesiyle. Çıktı alamadım, çıktı alma kotam bitmiş. Kota almaya kalktım, alamadım teknik hatalar yüzünden. Dışarıda hava bu kadar güzelken daha fazla uğraşmak istemedim ve kendimi dışarı attım. Öğlen oturduğum banka gittim ve maalesef dolmuştu. Banka üzgün üzgün baktım. Başka bir bank aradım ve her yer kalabalıktı nedense. Boş bankların yakınlarından hep insanlar geçiyordu. Yalnız kalabilmek için okulun bildiğim en yalnız banklarına gittim. Karşılıklı duran iki bank. Yeşilin içinde. insansız, gürültüsüz. Defterimi çıkarıp çalışmaya başlamıştım ki bir mesaj: nerdesin? Bu aralar konuşmanın iyi geldiği ve bir hafta içinde iki davetime ikiletmeden icap eden çok da yakın olmayan ama sevdiğim bir arkadaşım. Kafası dağınıkmış, konuşalım dedi. Gel dedim tabi, sınava kadar olan iki saati de onunla konuşarak geçirdim. Sınavın olduğu binaya giderken fiziksel bir zayıflık duydum. Sınav saatine yakın başım ve midem tepki gösterdi havaya. Midem hareketleniyor, başım yerinde durmak için zorlanıyordu. Kusmak yeniden bir seçenek olmuştu. Bir sigara yaktım, geçti. Neyseki kusmadım. Neyseki sınava girebildim ve neyseki çalışmadığıma bir kere daha pişman olmadım. Sınavdan çıktığımda ortalık kapkaranlıktı. Karanlıktan nefret ediyorum bugünlerde. Kendimi Odaya atıp uyuyasım geliyor hava kararınca. Sınavdan önce ayrıldığım arkadaşım yemek yiyelim istiyordu, hiç istememe rağmen kıramadım. Sonra bir de rüzgarın estiği aptal açık bir yerde çay içtik üşüye üşüye.
    Başım da midem gibi bulanıyor şimdi. Yatağa attım kendimi. Kimisi bahar çarpması da der; beni hiç değilse birkaç saatliğine ferahlatan bu güzel hava, çarptı. Hiç anmak istemiyorum şimdi bu dizeyi ancak anmalıyım:
    "beni bu güzel havalar mahvetti"
    Andım anmasına ama hayır, kabul etmiyorum. Bu güzel havalar mahvedemez hiçbir şeyi.
    Boş boş yazıyorum işte, hava dışında dert yokmuş gibi.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük