'' ilk gençlikte romanların sarhoş edici dünyasına dalarak Alaska'dan Hindistan'a Küba'dan Afrika'ya Sibirya'dan Kamçatka'ya uzanan bin bir serüvenin heyecanına kapılanlar, dünyada bununla karşılaştırılabilecek çok az zevk olduğunu bilirler. Mança'lı huysuz ihtiyar Don Kişot'un, kitaplardaki dünya ile gerçek dünyaya yer değiştirten hayal gücünün soluğunu hissetmişlerdir mutlaka. Rosinante'nin sırtında rüzgara meydan okumuşlardır. Bu tutkuya kapılanlar, bala düşmüş sinek gibi, ömürlerinin sonuna kadar kitap okumayı bırakamazlar. '' diyor zülfü livaneli. romanı bu kadar basit bir şekilde bundan daha iyi açıklayan bir yazıya henüz rastlamadım.