bazen iyi veya kötü olaylara hazırlıksız yakalanırız. konuşmak isteriz, kafamızdan, içimizden o kadar çok şey geçerki bunları sıralayamayız. nereden başlayacağımızı kestiremez, sessiz kalırız. belki doğru bir zamanda heyecanla karşılayacağımız bir aşk itirafı karşısında kilitleniriz. en yakındaki banka ya da bir kaldırıma çökeriz. gölgeler geçer göz önünden, hayaletler, hayaller... anlamlı birkaç şey söylemek isteriz ama konuşamayız, susarız. çaresizliğimiz, sessiz çığlıklarımız, kıvranmalarımız, dolan gözlerimiz, kocaman arkadaşlığımız gözünün önüne gelir de yanımıza çöküverir; bizi çaresizliğe sürükleyen, sessiz bırakan. nefesini çok yakında hisseder ve mırıldandığı o şarkıyı da oldukça net işitiriz.
her gece hayalimde ciziyorum resmini
fikrine surgun sesine hasret
sabah olup uyaninca silinip de gidiyorsun ya, tek basima
zaten hic benim olmadin ki susma bir sey soyle biraz olsun yardim et...