temel altyapı sorumluluklarını bile birçok yerde doğru dürüst yerine getiremeyen ve gerçekten vasat çalışan belediyedir.
geçen gün bir arkadaşımla izmir arena'nın ordan geçerken bayraklı'da bi sahil yürüyüşü yapalım dedik. gerçekten güzel bir yürüyüş alanı var orada, taş kaldırımları ve çimlikleri güzelce düzenlemişler, eskiden öyle değildi. tam yürümelik. neyse bi 20 dk filan ilerledik; tamam artık karşıya geçelim diyoruz. o da ne? meğer kısılıp kalmışız orada. hala önümüze bi geçiş yeri çıkar umuduyla yürüyoruz, oysa karşıya geçecek hiçbir alan olmadığı gibi bölgede herhangi bir medeniyet belirtisi de yok. yan taraftan vızır vızır arabalar geçiyor, zaten büyük bi bir otoyol var. karşıya geçmek çok tehlkeli... hava o kadar güzel olmasına rağmen etrafta insan da yok. neyse bi süre sonra önümüze volta atan bi adam çıktı da, karşıya nasıl geçileceğini sorduk. adam bunun için için hiçbir yer olmadığını, ya geriye ya da alsancak'a kadar yürümemiz gerektiğini söyledi. yani en az bi yarım saat daha yürüyeceğiz. geldiğimiz yere dönmemiz de bi o kadar sürecek.
hatta netleştireyim, işte şuradaki alandan bahsediyorum;
yahu böyle bir yerde nasıl üst geçit olmaz, aklım almıyor hala...
şimdi sahilin hemen karşısında neler olduğuna bakalım; tepekule kongre ve sergi merkezi, folkart towers, bir metro istasyonu, ve de sanayi bölgesi...
böyle bir alan yapılıyor da madem, ulan insanlar hiç mi karşıdan sahile inemeyecek veya sahildekiler nasıl geçecek o tarafa? hani o kadar kör ve sapa bi bölge de değil üstelik, en merkezi yer. bu nasıl bir şehir planlamasıdır?
biz de mecbur bi boşluk bulup canımızı tehlikeye atarak geçtik karşıya.
hayır, sahile giriş yapılan yerde de yazmıyordu ki, çıkış yoktur diye. yani oradan çıkmak için alsancak iskelesinin oraya kadar yürümek zorundasın.
değineceğim diğer bi berbatlık da, kimsenin memnun olmadığı, mâlum yollar...
özellikle araba kullanırken daha net anlıyorsunuz bunu. hala birçok yerde tangır tungur gidiyorsunuz.
gece arkadaşı otogara bırakacaktım ve benim salaklığım ki, kestirmeden gideyim dedim. ara mahallelere girdiğimde resmen çakıl taşlı yollardan geçtik, varoş mahalleler de değil üstelik. hatırlıyorum bi 5 sene önce filan da aynı durumdaydı.
neyse asıl sorun, bi yerde uzunca bi yükseltili yoldan iniyordum. tam da yükseltinin bitip düz yolun başladığı yerde kocaman bi çukur vardı. belli ki bölgede bi kazı çalışması yapılıyormuş, o şekilde bırakıp gitmişler. üstelik tam net görülemeyecek bir noktada... allahtan orada ışıklar vardı ve kırmızı yandı da, fark edip yavaş geçtim. yoksa dikkatsizlik edip 80'le filan girsen kesin ya amortisörleri patlayacak ya da motorun kulakları gidecek. bu nasıl bi sorumsuzluktur...
burada kimse belediyeden çok üstün bir hizmet beklemiyor. şehrin adeta Beton yığınına dönmesi de istemiyor. sonuçta izmir'in kendine has bir dokusu ve ruhu var, ama o şahsına münhasır yapısı korunarak belli başlı noktalarda, hizmetler ve sorumluluklar da bir şekilde yerine getirilmeli. bu şekilde aksaklıklarla karşılaşınca insan şehirden soğuyor.
hani tamam, devletten yeterli desteği alamıyorsun, şudur budur ama belli şeylerde de sıkıntı yaşanmaması lazım. ki zaten pekçok yerden belediyenin tam bir rant alanına döndüğü geliyor kulağa.
Bizim aile oldum olası chp'ye oy verir; ama böyle olumsuzluklarla karşılaşınca insan sinirleniyor yeminle. şeytan diyor sonraki seçimde bas akp'ye, adam gibi bir şeyler yapsınlar. ama şeytanın sözünü dinleyecek değiliz tabi.