zamanla dış borçlanmanın yükünü çekmenin gerekliliğidir.efendim şimdi arjantin örneğinden yola çıkalım.2002 yılında yaşadığı büyük ekonomik buhranın,insanlarının dükkanları yağmalasını ve heryerde terör estirmesini unutmuştur.zira o arjantin şu anda bizden 3 kat daha iyi durumdadır.bir de arjantin'de o buhran yaşanırken dahi kişi başına düşen milli geliri 15000 dolar civarlarındaydı.işin ilginç noktası arjantin bir sanayi ülkesi değildir.sadece doğal zengilliklerini ihraç ederek ve bir kaç belirgin politika stratejisi izleyerek bu duruma ulaşmıştır.bu duruma arjantin nasıl gelmiştir?
işte tüm hikaye burada başlamaktadır zaten.daha önceden alınan borçlar -ki dünya bankasından tabii ki- artık siyasetin üst tabanını ele geçirmeye başlamış ve bunun neticesinde devlet yavaş yavaş ister istemez sermaye sahibinin yönetimi altına girmektedir.ve artık son çare olarak özelleştirmelere sığınılmıştır.bunu da yine dünya bankası dostu işletmeler daha doğrusu anonim şirketler bir kazanç kapısı olarak bilmiş özelleştirilen işletmeleri değerelerinin 5 te 1'ine ya da 8 de 1'ine almıştır.önce bu daha iyi gibi gelmiş ancak sonradan günü kurtarmak adına yapılan hareketler zinciri olarak anlaşılmıştır.tüm bunların neticesinde de halk elektiriği,suyu ve ulaşımı daha pahalıya almak zorunda kalmıştır.zamanla yer yer görülen yoksulluklar toplumun hemen hemen %95 ine yansımıştır.
şimdi burada bir de alınan işletmelerin yönetiliş şekline bakılmalıdır.zira bu işletmeler çalışanlarının %70 ini işten çıkarmıştır.bilinç ya da bilinçsiz demek saçma olacağı için bunun ülkenin batırılmasında kilit halka olduğunu söyleyebilirim.birkaç örnek vermek gerekirse demiryolu işletmesi genelinde çalışan 95000 işçinin sadece 15000 tanesi işinde kalabilmiştir.demir yolu uzunluğu 4 te 3 oranında azalmıştır.su işletmesinde de durum pek farklı değildir sevgili sözlük.halk özelleştirmenin 2 sene sonrasında suyu değerinin 3 katına kullanmak zorunda kalmıştır.bu ve bunun gibi daha birçok idari yönetim stratejisi yüzünden halk bitmiştir.sonra bildiğiniz haberler işte.arjantin'de yağmalama falan filan evet elit insanlar işin iç yüzü böyledir.
şimdi dönelim kendi ülkemize.hem borçlanma şekli olarak hem de idari özelleştirme stratejisi olarak pek de farkımız yoktur arjantin'den.zira hala özelleştirmeler devam etmekte ve bu özelleştirmeler kilit noktalarda yapılmaktadır.son olarak ta elektriğin özelleştirilmesi gündemde ülkemde.bunda nasıl da bir içten pazarlık daha doğrusu günü kurtarma psikolojisi yatmaktadır gün gibi açıktır.yapılan tüm özelleştirmelerimiz ne yazık ki günü kurtarmak adına yapılmıştır ve yapılmaktadır.elit insanlar size bir örnek daha dünya'nın hemen hemen en pahalı internetini kullanmaktayız ve türk telekom kime özelleştirildi ve bu kurumun gerçekteki internet ücretlendirmesi ülkemdekinin yarısı kadar bile değil.işte durum budur sevgili yazarlar,okurlar nacizane elimden geldiğince anlatmaya çalıştım.sadece resmimize vuran güneşi sevebilelim diye...