7-8 yaşlarında evimizin önünde oynuyorum. bilenler bilir goble diye bir toprak işleme aleti var onun üzerine çıkıp uzay gemisi sürdüğümü hayal ediyorum. ama bir anda düşüp kafamı karpuz gibi yarıyorum. hemen kucaklayıp hastaneye kaldırıyorlar. devlet hastanesi acilinde sıra olur diye şehirdeki tek özel hastaneye gidiyoruz. doktor dikiş izi bırakan ve bırakmayan şekilde iki tür dikiş atabileceğini söylüyor. babamda iz bırakmayanından yap diyor doktora. doktor dikişi atıyor, sıra geliyor ücreti ödemeye. asgari ücretin 200 lira falan olduğu o zamanlarda 150 lira para isteniyor. babam celallenip ''sök o zaman onu iz bırakanından at'' diyor. kısa bir tartışmanın ardından 50 liraya anlaşıp evimize dönüyoruz.