eski fakbadim lulu'nun yaşamayı reddetmesiyle yaşadığım elim bir hadise.
ah lulu ! pikaresk bir yaşama öykünümüşün biricik yoldaşı... gökten bir balyoz gibi döne döne yere çakılışını izlediğim o 8.3 saniyeden beri sana ne kadar kırgın ve kızgın olduğumu anlatabileceğim hiçbir söz, irinimi alması için gazlı bez gibi kullanabileceğim hiçbir kağıt veya merhem diye sürebileceğim herhangi bir mürekkep yok.
beni hiç hak etmediğim bir hayal kırıklığına uğrattığın için sana aklın veya tahayyülün alabileceği en ağır işkenceleri yapmak isterdim. hayatımı -hiç suçum yokken- bitmeyen bir alacakaranlık tipisinin ortasına atan iğrenç bir çıbana dönüşerek etimi işgal etmenin cezasının bu olacağını düşünüyorum. ancak bu çıbanı kesebilmek, yani mağrur bir diklikle kendime acı vermeden sana eziyet edebilmemin mümkün olmadığının da gayet farkındayım.
evet lulu... senden kaçarak yaşamanın senle yaşamak olduğunu farkettiğim günden beri, yani yıllardır, aslında senle yaşayabilmek için senden kaçıyorum.