astronot kıyafetlerimiz olmadan uzay boşluğunda kalırsak bir anda büyük etki yaratacak fazla bir şeyler olmaz. mesela beynimiz ya da akciğerlerimiz bir anda patlamaz. bu durum damarlarımızda dolaşan kan partiküllerinin gaz haline geçmesine sebep olup bir anda kollarımızın ve bacaklarımızın parçalanıp oraya buraya savrulmasına da neden olmaz. çünkü uzay boşluğu ile dünya atmosferi arasındaki basınç farkı çok düşüktür. kıyaslama yapacak olursak denizin 30-40 metre altındaki basınç farkı bile daha fazladır. ancak nefesinizi saklamak mantığıyla onu içinizde tutmaya çalışırsanız işte o zaman ciğerleriniz zarar görür. zaten içinizde tutmaya çalıştığınız o son havayı da elinizde olmadan dışarı vermek zorunda kalacaksınızdır. bu yüzden de boşlukta içimizdeki tüm havayı dışarı verip o şekilde bekleyebiliriz. bu da bize yaşamak için bir kaç dakika da olsa zaman kazandırır. yine de hala ölmedik. eğer yanımızda küçük bir oksijen tüpü de varsa uzayın muazzam güzelliğini seyretmek için biraz daha süre kazanmış oluruz.
tabii hava konusu kadar sıcaklık konusu da önemli. uzay boşluğu ortalama -270 santigrat derece civarındadır. bu çok düşük bir rakam. mesela dünya üzerinde bizi bu derecelik bir sıvının içine atsalar anında donarak ölürüz. ancak uzayda hemen ölmeyip oksijen durumuna göre uzun bir süre yaşayabiliriz. bunun sebebi ise ısının iletimi ile alakalıdır. ısı her zaman sıcak ortamdan soğuk ortama iletilir ve bu iletimin gerçekleşip vücudumuzu soğutması için uzayda bize dokunabilecek bir molekül olması gerekir. ancak uzayda ne hava ne de sıvı vardır. buna rağmen yavaş yavaş ısımızı kaybedip sonunda donarız. çünkü ısı iletimi konveksiyon* ve radyasyon* yolu ile gerçekleşir. konveksiyon olayı için ortamda hava ya da sıvının olması gerekir. uzay boşluğunda bunlar bulunmadığından ısının iletimi ışınım yolu ile gerçekleşmek zorundadır. bu da ısının iletiminin uzun bir süreyi gerektirmesini beraberinde getirir. yani geç de olsa ışınım yolu ile ısı kaybına uğrar ve sonunda donarız. aynı durum yüksek sıcaklığın iletimi için de geçerlidir.