bassavci babanin mezarini da kapat

entry23 galeri
    17.
  1. kelimesi kelimesine katildigim mukemmel bir yazi. dogan medyasi gibi basliga bakip vay serefsiz demeden yazinin tamamini okuyun;

    Ellerinizi ovuşturuyor musunuz Sayın Başsavcı?

    Attığınız bir imza ile bugün annesinin karnında olan çocukların bile istikbalini karartmaya ne hakkınız var?

    Siz kimsiniz? Hayır hakaret etmiyorum, sadece soruyorum: Siz kimsiniz?

    Ben Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısıyım demeyiniz, çünkü siz yargıyı da bilmiyorsunuz, Cumhuriyet'i de bilmiyorsunuz ve üstelik siz savın ne olduğunu da bilmiyorsunuz.

    Yok hayır, elbette bunların ne olduğunu biliyorsunuz; biliyorsunuz ama iyi bilmiyorsunuz.

    Çünkü siz yargıyı da Cumhuriyet'i de müddeiumumiliği de suiistimal ediyorsunuz; suiistimal etmekle kalmayıp bir de istismar ediyorsunuz.

    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı makamı, falanca belde belediyesi başkanının anlattığı bir fıkradan dolayı bir partiyi kapattırmak isteyecek kadar ve üstelik bir fıkra kadar komiklik yapılan bir makam mıdır?

    Siz Sayın Abdurrahman Yalçınkaya, babanız yaşıyorsa Allah selamet versin; vefat etmişse Allah rahmet eylesin.

    Babanız vefat etmişse babanızın mezarını da kapatmayı düşünüyor musunuz?

    Öyle ya, babanız size Abdurrahman yani Allah'ın kulu adını vermiş olmakla laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline gelmiş olmuyor mu?!

    Adınızı değiştirmek için başvuracağınız Allah'ın kulu bir tane bile hakim yok muydu?!

    Evet yazdığınız iddianameyi okumadıysanız bu çok dramatiktir.

    iddianameyi bilerek yazdıysanız bu çok trajiktir.

    Yok eğer bunları ciddi ciddi yazdıysanız bu çok komiktir.

    Neden komiktir; şundan dolayı komiktir.

    Örneğin; iddianamenizde şu meşhurulema sözcüğü etrafında yapılan o pis ve iğrenç yorumlara da iltifat etmişsiniz.

    Bu sözcük etrafında koparılan fırtınaya mı yanayım yoksa bu fırtınadan dolayı tusunamik kapatma davasına mı yanayım, bilmiyorum.

    Başbakan Erdoğan ne demişti, bakalım:

    Başörtüsünün yasaklanıp yasaklanmamasına dair karar verecek olan bir mahkeme şayet yasak koyarsa buna tabii ki uymak gerekir. Ama bir mahkeme 'Başörtüsü dinin emri değildir' diyemez. Başörtüsünün dini bir emir olup olmadığına ancak ulema karar verir...

    Ama gerizekalılar bile bilir ki Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı makamına oturan birinin zekasında bir problem olamaz.. Demek ki bu şık olamaz.

    O zaman şu şıkka bakalım: Siz ulemanın alimlerin çoğulu olduğunu bilmiyorsanız sizin Türkçenizde bir sıkıntı var demektir.

    Ama bu şık da doğru olamaz; çünkü yüksek dereceli bir kanun adamı bir iddianameye bir sözcük yazarken anlamını bilmiyorsa en azındanKamus-i Türkiye müracaat eder.

    (Kamus-i Türki de ne demek? diyenlere cevabım Bir kamus al demek olacaktır.. Kamusun anlamını bilmeyenlere ise kamusal alanda da satılan bir Sözlüke bakmalarını tavsiye etmek olacaktır!)

    O zaman geriye tek bir nokta kalıyor; o da şudur: Siz Başbakan Erdoğan'ın ulemaya ilişkin sözlerini bilerek evet iddia ediyorum bilerek çarpıttınız.

    Çarpıttınız; çünkü Başbakan Erdoğan için hiç kimse iddia edemez ki o makamda oturan bir insan kalkıp da Başörtüsünün yasaklanıp yasaklanmayacağına mahkemeler değil din alimleri karar verir demez.

    Bu, Tayyip Erdoğan'a aptal demekle eş anlamlıdır; eh bir partiyi bir yıl sonra % 34, üç yıl sonra % 42, beş yıl sonra % 47'ye çıkaran bir adam şayet aptalsa ben de manyak bir adamım!

    Hadi ulema siyasal literatüre daha yeni girdi.

    Ama şu laiklik kavramını en azından 70 yıldır tartışmıyor muyuz?

    Bir genç kızın üniversiteye başörtüsüyle girmesi mi laikliğe aykırıdır yoksa girmesinin engellenmesi mi?

    O zaman Avrupa'da bütün partilerin kapatılması gerekmiyor mu?

    Siz Ak Parti'yi kapatmakla Cumhuriyet'i korumuş olmuyorsunuz; siz sadece ve sadece sırtınıza giydiğiniz cüppenin verdiği o sanal kudretle egonuzu şişiriyorsunuz.

    Ak Parti bugün kapatılır; yarın bir başka ad altında yeniden açılır.

    Ya da başörtülü genç kızları üniversiteye almamakla belki ilhan Selçukların, Ertuğrul Özköklerin yaptığı haysiyet cellatlığına yağlı urgan taşıyarak sıcak yorganlarınızda yatmanın keyfini yaşayacaksınız..

    Ama şu kapatma davasıyla başı açıkların da, içkisini içenlerin de, CHP'ye oy verenlerin de geleceğini bir imzayla kararttığınızı neden göremiyorsunuz?

    Gözlerinizdeki perdeyi kaldırmak çok mu zordur?

    Benim aydınlanmacı kardeşlerim, perdeyi kaldırmadığınıza göre geriye tek bir şık kalıyor.

    Demek ki siz karanlığı çok seviyorsunuz?
    2 ...