nasıl bir coğrafyada yaşadığımızın gerekçeli resmidir. küçük resme bakmayın hemen, islam coğrafyasından bahsediyorum. bugün yine başlıkta ismi geçen 18 yaşındaki bir kız öğrencinin ismi cismi lazım değil olan bir şahıs tarafından tecavüze uğraması haberine şaşırmadık. evet şaşırmadık çünkü canım ülkemizin başlıca ilerlemişlik seviyesinden(!) nasiplenecek kadar ahlak düzeyine sahip elle tutulur bir devlet teşkilatı olmadığından gün geçtikçe güvenebileceğimiz kimselerin kalmadığını bildiğimiz için şaşırmadık. kime güvenelim? din alimlerimize mi, başbakanımıza mı, cumhurbaşkanımıza mı, öğretmenlerimize mi?
bir yanda suudi müftüyü rol model belleyip her hafta uçkurunu bağlamaktan müzdarip münkariz düşmüş fetvacı diyanetimiz, öte yanda bu suudi müftünün borusunun öttüğü ülke ile işbirliği içine giren ülkemiz, diğer yanda da cübbeli ile brif yapan bir cumhurbaşkanımız var şükürler olsun. her şeyin yolunda olmaması gibi bir şeyin olması mümkün değil o yüzden. bu yüzden de bağımsız yargımıza da tüm içtenliğimizle güvenebiliriz. neden güvenmeyelim ki. öğretmenimize mi güvenmeyeceğiz bu durumda.
başlık aldatıcı gibi görünebilir ama öyle değil. insan, sesini duyurabilecek bir coğrafyada(!) yaşayamıyorsa ve gidebilecek başka bir yeri yoksa eğer nasıl sesini duyurabilmeli? eylem yaparak, boykot ederek, haber yaparak ifade özgürlüğünü kullananların sesinin kısıldığı, gücü elinden tutanlarca; biat etmeyenlerin kökünün kazındığı bir ülke coğrafyasında, kan akıtmak en mübah yöntemse eğer, hiç çekinmeden patlatılır bombalar başkentlerde. bugün de vicdanların başkentinde patlatıldı bir canlı bomba daha. evet, boy boy gazete manşetlerini süslüyor cansel buse kınalı'nın intihar haberi. utancımızın yerin dibine girmediği vakıalardan bir tanesidir bu cinayet. intihar değildir, cinayettir ve eli kanlı dolaşan bir katilin son kurbanı olmuştur cansel buse kınalı.
bu son olsun demekten, elimizi vicdanımıza koyup dinlemekten başka yapabileceklerimiz ne hacet, nicelerini görüp ibret almadıktan sonra.
sesini duyduk cansel, sesini duyduk sevgili kardeşim, keşke canım ülke coğrafyamda sesini duyabilseydi...
edit: imla.
edit 1: evet, olay siyasette değil elbet ama bir yerleriyle düşünen o şerefliler de siyasetçi olunca olay bu ve bundan güç alan diğer şerefliler haline dönüşüyor maalesef.
edit 2: duyarlılık kasmıyorum şayet ve hatta entrylerim de gösteriyor ki, gayet sözlük seviyesi formatına uygun derecede yazmışım çoğunlukla. ama hak veriyorum ki trollerin ve cinsiyetçiliğin hat safhada olduğu bu ve buna benzer ortamlarda yazdığım gibi entryler 'duyar kasıyor' imajı yaratıyor doğal olarak.
edit 3: olayla ilgili olarak zarar görenin yakın çevresinden ilgili entrylerin gelmesi üzerine başlıkla ilgili olarak şunu söylemek istiyorum ki; ne olursa olsun ülkenin içine çekildiği bir ahlak sorunu ve buna neden olan bir yönetim tavrı var. yoksa olayın iç yüzünü haberlerden takip ettiğim kadarıyla biliyorum herkes gibi ben de.