karanlık madde

entry29 galeri
    18.
  1. yine sıkıcı yine gudubet bir konu... içeriğini ve işleyişini bir kenara bırakırsak çok basit bir tanımı olan şey. ancak bu konuyu anlamayanlar ya da yanlış anlayanlar olabiliyor. örneğin karanlık madde bir nevi bir "bilimsel tanrı" veya ona benzer bir şey olarak dinsel inancın karşısındaki tanrı kavramının karşısında yer alabiliyor. ancak kimse karanlık maddeye tapmıyor. kısacası "görülmeyen bir şeye inanmak" düşüncesiyle yola çıkılarak karanlık madde tanrı kavramına benzetilerek aralarında bir karşılaştırılmaya gidilebiliyor ancak bu yanlış bir düşünce. bilim-kurgusal ya da romantik düşüncelerle böyle şeyler düşünülebilir elbette. yani bu yönde düşünürsek bence anka kuşları da var. hatta daha başka neler var neler.

    öncelikle bu görülemeyen şeye neden böyle bir isim verildiği konusuna değinelim. bilim insanları, evrende var olan kütle hesaplamalarına rağmen evrenin genişlemesini durdurmadığını görmüşlerdir. bu kesin kanıtları olan bir gözlemdir. ancak bu aynı zamanda da bir problemdir. çünkü evrendeki kütle miktarında tamamen bir uyuşmazlık söz konusudur. ikinci olarak da bilim insanları galaksilerin dağılmadan ve şu an bulundukları şekildeki gibi dönmeleri için etraflarında onu sarmalayan hale benzeri görünmez bir yapının bulunması gerektiğini ileri sürmüşlerdir. çünkü bu hale dedikleri yapıyı ortadan kaldırdıklarında galaksi paramparça olup dağılıyor. galaksilerin dönme hızı madde eksikliği falan filan matematiksel hesaplamalar var burada. peki hesaplamalarda yanılamazlar mı? hayır.

    "uçsuz bucaksız bir evrende gidip tek tek saymadan kütle miktarını nasıl hesaplıyor bu adamlar" diye bir soruya da yer vermeden hemen onu da söyleyelim: fizik, matematik ve mühendislik sayesinde. evet. sonrasında bu az önce bahsettiğimiz problem öylece durmayacak elbette. onun hakkında ileri bir tez atmanız gerekir. yoksa sizi kimse ciddiye almaz. dolayısıyla bilim insanları da evrendeki kütle eksikliğinin karanlık madde ismini koydukları görünmez bir kütleden kaynaklandığını ileri sürmüşlerdir. tabii evren durmadan ve artan bir hızla da genişlediğinden bunun sebebini de karanlık enerjiye bağlanmışlardır ki o da ayrı bir başlığın konusudur.

    bu durum başlangıçta mantık dışı gibi gözükebilir çünkü onu gözleyemiyorsunuz, bilemiyorsunuz ve dolayısıyla da kanıtlayamıyorsunuz fakat bilim budur. bilim bu şekilde ilerlemek zorundadır. yani bu şeyi daha iyi açıklayan bir teori gelene kadar eldeki teori ne ise en iyi teori odur. bundan sonra ise o teoriyi kanıtlamaya yönelik araştırmalara başlarsınız. kanıt bulunursa zaten sorun yoktur ancak kanıt bulunamazsa teorinin yerini başka teorilere bırakması gerekir. bilimde yanlış olduğu kanıtlanmış ancak yanlış olduğu kanıtlanana kadar üzerinde yıllarca araştırmalar yapılmış tonla teoriler olmuştur. şunu da eklemek gerekir ki bilimi inançlardan ayıran en önemli nokta, ortaya atılan teorinin cevabını aradığınız bir soruna getirmeye çalıştığı çözümdür ve bu çözüm inançlardan farklı olarak zamanla değişebilir. bu durum, teori bilimsel anlamda tartışmaya mahal vermeyecek şekilde evrensel olarak kabul edilene kadar sürer. şu da çok önemlidir ki; her teori, ne olursa olsun yanlışlanabilme ihtimaline sahiptir ve bu durum mutlak bir biçimde orada bir yerde durur. bu da demektir ki daha iyi bir teoriye her zaman bir açık kapı bırakılmıştır.

    şimdi gelelim karanlık madde kavramına. nedir bu karanlık madde? bundan 13.7 milyar yıl önce, yani evrenin en başlarında onun yaklaşık yüzde 63'ünü oluşturan, şu an ki gözlemlenebilir evrenin ise yaklaşık yüzde 23'ünü oluşturan ve ışık da dahil bildiğimiz herhangi bir madde ile interaksiyona girmeyen bir şey/madde. verdiğim yüzde bilim insanları tarafından "100 kişiye sorduk ve halkın nabzını tuttuk" mantığıyla yapılan bir takım anketler gibi hesaplanmıyor elbette. gözlemlenebilir evrendeki karanlık maddenin haritasını çıkartıkları bazı yöntemler var. bunlardan biri ve en önemlisi de kütleçekimsel merceklenme yöntemidir. madem onu doğrudan ışıkla göremiyoruz ve bu şey üzerine gelen ışığı büküyorsa, o halde bu bükülmelerden faydalanıp dolaylı olarak onların koordinatlarını tespit edebiliriz demişler. böylece bilim insanları ışığın uzay boşluğunda yol alırkenki bükülmeleri ve belirli açılar oluşturarak ilerlemelerinden yola çıkarak gözlemlenebilir evrendeki karanlık maddenin üç boyutlu haritasının çıkarılmasına katkıda bulunmuşlardır.

    görselde de görülebileceği üzere uzak bir galaksiden gelen ışık ortadaki karanlık madde yüzünden bükülerek dünya'ya ulaşıyor ve bu da asıl galaksiyi değil de onun iki tane sanal görüntüsünü görmemize neden oluyor:
    http://www.naturalhistory.../07/lensing_jpg_83751.jpg

    peki karanlık madde nasıl bir şeydir? bu öyle bir maddedir ki elektronmanyetik dalgayı yani ışığı bile büküp uzaydaki yolunu değiştirir. aslında dünya da ışığı büküyor ancak bu kütleçekimsel etki ya da daha doğrusu uzay-zaman bükülmesi çok çok küçük açılarda bir bükme/bükülme olduğu için fark edilemiyor. yani kısacası, 3 uzay + 1 zaman boyutunda yaşayan varlıklar olarak biz insanlar, karanlık maddeyi elektromanyetik dalgaların hiçbiriyle algılayamayıp nasıl bir görüntüye sahip olduğunu bilemiyoruz, çünkü içinde yaşadığımız bu 3+1 boyutta ışık ve benzeri herhangi bir elektromanyetik dalga ile etkileşmediği için onu göremiyoruz. zaten insanlar olarak elektromanyetik tayfı baştan sona görebilseydik evren gözümüze şu an göründüğünden çok başka bir şekilde gözükecekti ve belki de gerçeklik anlayışımız daha farklı olacaktı.

    şu da bir gerçektir ki bu şey bir bilgi taşıyor. peki bilgi de ne ola ki? şudur: evrende bilgi taşıyan her şey var, var olan her şey de bilgi taşıyor demektir. sen ben o karanlık madde ve herşey bir bilgi yığınından başka bir şey değildir. en önemlisi de bildiğimiz fizik yasalarına göre evrende bulunan bilgi yok olamaz, sadece değişime uğrayabilir. mesela gözlemlenebilir evrenin ötesinde de evrenin devamı olduğunu biliyoruz ancak evren ışık hızından hızlı bir şekilde genişlediği ve bu yüzden de ışık henüz bize gözlemlenebilir evrenin ötesindeki bilgileri ulaştıramadığı için özellikle evreni tanımlarken ayrıca bir "gözlemlenebilir evren" tanımını kulanıyoruz. her geçen saniye ise gözlemlenebilir evrenin çapı daha da artmakta ve oralardaki ışığın bize ulaşmasıyla yeni bilgiler almaktayız. kozmoloji anlamındaki bilgi konusu da kısaca budur.

    sözün özü, biz sadece şu an dolaylı yollardan o karanlık maddedeki var olduğunu bildiğimiz bilgiyi onunla ışık ve benzeri maddeler yardımıyla etkileşime giremeyip direkt bir şekilde kendimize aktaramadığımız için yine onun hakkında da bilgi sahibi olamıyoruz. eğer bir gün bu konuda büyük bir bilgi sahibi olursak ve o gün uludağ sözlük hala hayatta olursa şimdiden rezerved ne kadar mantıklıdır bilmiyorum ama buraların bayağı bir şenleneceği kesindir diyebiliriz.
    9 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük