farkında değiliz ama esnaf, komşu, öğretmen, taksi şoförü, hepimiz o kadar öfke doluyuz ki. aslında hiçbirimiz günlük işlerimizi yapmıyoruz, barutumuzu arıyoruz patlamak için. o kadar boğazımıza kadar geldi ki yemek yiyip su içemiyoruz. belki iki saat önce ankara cebeci'de, iki tane çocuğu linç etmek üzereydi 15 kadar iri kıyım. yazık günah dedim önce dayak yiyen çocuğa, yerlerde sürükleniyor, kafasına yemediği tekme tokat kalmadı. yarı bilinçli yarı bilinçsiz kaldırdı kafasını, iki kişilermiş meğerse. sallana sallana kaçtılar kalabalıktan. bizim yürüdüğümüz güzergahta devam ediyolar. biz "yapmışlardır bi' şey" desek de "yazık" falan diyoruz kendi kendimize. öfkeden sağa sola vurmaya başladı çocuk, reklam panolarına, trafik lambalarına. hızını alamadı en son kızın birine geçirdi yumruğu bi' yüz metre kadar ilerimizde. lan noluyo demeye kalmadan anladık kim bilir ne içtiler, çektiler de o kafadalar, yedikleri dayağın on katını da hakettiklerini anladık o anda. "ulan bi' posta da biz mi girsek" diye düşünürken 10 metre yürümeden bu dangozlar, önceki olaydan bunları takip eden bi' taksi şoförü haydar ile kesti önlerini. ardından da bi' bisikletli. adam da bize doğru kaçmaya başladı. koş yakala derken bize gelmeden yerle bir ettiler adamı, kafasına tekmeler. resmen linç. ne böyle dayak yedim hayatımda ne de böyle bi' kavgada bulundum daha önce. dehşet, iki dakika daha dursa o adam orda, yaşamaz. ağız burun kan. üzüldüm adama bi' ince. çünkü aşşağıdakilerin hepsinin dayağını yedi o adam;
taksi şoförü, esnaf, komşu, karı - koca - sevgili, dayı, BABA.. pkk'nın, pazartesi'nin, rte'nin, rusya'nın, pyd'nin, suriye'nin, ankara'daki patlamanın, aldatılmanın, özgecan aslan'ın, borcun, faturanın, mutsuzluğun ve nicesi. hepsinin dayağını yedi hıyar ağası. acıdım, insani yanım ağır bastı sanki en son o kadar dayak yediğini görünce. biri de çıkıp sikmedi ki o yanımı benim..
kim bilir onlar da eve gidip karısını kızını dövecek, şu yedikleri dayağın hatrına.