türk militarizmi ordu-millet sistemi diye geçer. ne faşist rejimlerdeki militarist anlayışa benzer nede komünist rejimlerdeki militarist anlayışa. bu iki ideolojide "halk devlet içindir" anlayışı vardır. oysa büyük hun imparatoru tanrıkut mete han'dan beri "devlet halk içindir" anlayışı vardır. bu türk ordu-millet sistemini diğer ideolojilerden ayıran en önemli özelliktir. diğer bir özellik ise faşist ve komünist rejimlerde askerin halk üzerinde baskı kurması ve halkı korku ve cezalandırma şekli ile yönetmesidir. (mao'nun,pol pot ve hitler'in yönetim şeklidir korku egemenliği.) türk ordu-millet sisteminde ise ordu milleti ve devleti korumak içindir. halk üzerinde bir korku ve baskı kurmaz çünkü ordu demek halk demektir. bu göktürk imparatorluğu zamanında da böyleydi osmanlı imparatorluğu zamanında da. (osmanlı halk ordu içindir anlayışının yanına ordu islamı yaymak içindir anlayışı gelmiştir.) diğerlerinden belkide en önemli özellik türk ordu-millet sisteminde kadının yeridir. kadın aşağılanmamış ve erkekle aynı haklara sahip olmuştur. türk erkeği kılıç kullanmayı biliyorsa türk kadınıda kullanmayı biliyordur. kurultay meclisinde han'ın eşininde söz hakkı olurdu. napolyon şu sözü gibi "kadınlar sadece doğurma makinasıdır." mantığı ile kadına yaklaşılmamıştır. peki günümüzde ne oldu da bu faşist ve komünist rejimler ile türk ordu-millet sistemi arasında dağlar kadar fark varken bu sistem kötü gösterilmeye çalışılıyor? bu tıpkı türklerin ergenekondan çıkışı olan nevruz'u bugün baharın gelişini kutlama olarak gösterme ve kürtlerin kutlaması gibi bir algı oluşturma gibi sürekli medyanın bunları göstermesi ile aynı sebepten...