Eğer bu teyzemiz aynı tepkiyi 1999 yılında neredeyse tamamen yok edilmiş PKK'yı 2002 yılında itibaren alıp, bağdan boşanmış gibi güney doğuya salıp, 10 kat daha güçlenmesine, 10 kat daha silahlanmasına, şehirlerin ortasında, hatta istanbul, Ankara'nın göbeğinde elinde otomatik silah, GTA 5 oynar gibi RPG-7 ile dolanacak hale gelmesine neden olan, eskiden karakola saldırıp 3 dakika içinde kaçarak eylem yapan pkk'Nın şimdi yollara tonlarca bomba döşeyip üstüne bir güzel asfalt dökecek, şehirlerin içlerine hendekler kazıp duvarlar örecek seviyeye gelmesine sebep olan AKPKK yani Tayyip için de söylüyorsa o zaman o teyzemize söyleyecek bir şey yoktur!
Y-CHP ile HDPKK arasında siyasi bağ var mı? Var!
HDPKK PKK'nın siyasi kolu mu? Evet!
Ancak Y-CHP son 3-4 senedir HDPKK ile benzer siyaset güdüyorsa AKPKK bildiğin 15 senedir HDPKK ve PKK ile kucak kucağa, yediği içtiği ayrı gitmiyor, HDPKK'yı % 1 oy alırken % 10 oy alan parti haline gelmesine, Öcalan Soy isimli birinin meclise girmesine, Suriye'de savaş çıkıp PKK'nın devlet kuracak hale gelmesine, Kuzey Irak'da kürdistan kurulmasına kadar bunların tamamının sorumlusu da AKPKK'!dır
Yani Y-CHP şuursuz yönetimi HDPKK ile yan yana diye bu AKPKK'nın PKK'nın ağa babası olduğu gerçeğinin değiştirmez, AKPKK'nın HDPKK, PKK ile 15 senelik ilişkilerini aklamaz.
Bknz; Google arama " Oslo görüşmeleri ses kaydı", "AKP ve PKK", "Habur rezaleti" "AKPK Diyarbakır", "Tayyip Kürdistan", "29 Ekim peşmerge", "Çözüm sürecinde şehit sayısı" vs. uzar gider...........
Peki Y-CHP'de kabahat yok mu?
Kabahatin en büyüğü Y-CHP'de. Eğer sen AKPKK'Nın 15 sene düşüp kalktığı HDPKK ve PKK'yı cebine koyup bunlarla siyaset yaparsan PKK ve HDPKK ile işi bitip oy kaybetmeye başlayan AKPKK'da bir anda sözde vatan sever kesilir, sanki hiç o işlerde tarağı yokmuş gibi 15 senedir kucak kucağa olduğu HDPKK/PKK'yı gelir senin kucağına bırakır, sürekli basında, medyada, sosyal medyada ihaleyi senin üstüne yıkar.
Eğer Dersimli şuursuz Kemal ve yönetim kadrosu sürekli HDPKK ile boy boy poz verip HDPKK ve PKK'yı destekler açıklamalar yapmasa, bunlarla yan yana gelmese, Teröre karşı 90 senedir damarlarında dolaşan Atatürk kanı ile tepki verse, çıkıp" Biz 1930'ların (Atatürk'ün) CHP'si değiliz" diyerek Atatürk'Ün partisini cemaat ve hdpkk kırması AKPKK benzeri bir ucubeye dönüştürmese, terörle mücadele eden TSK'ya destek verse, AKPKK çıkıp ihaleyi CHp üstüne yıkamazdı!
Sen gidip de Atatürk'e kefere diyen adamı, CIA belgelerinde ismi "TR 705 nolu ajan" olarak geçen PKK avukatını, HDPKK'ya oy verdim diyen adamı, Ermeni soykırımı vardır, tanıyalım diyen adamı vb. ni getirip CHP yönetimine çakarsan diğer siyasi oluşumlar da bunu gayet güzel malzeme yapar!
Yanarım yanarım Dersimli Kemal ve çetesinin Atatürk'ün bu devletin ve milletin teminatı olarak kurduğu 90 yıllık CHP'yi Y-CHP adı altında CEMAAT ve HDPKK kırması AKPKK benzeri bir ucubeye çevirik yok etmelerine yanarım!
Meclisteki 4 parti de bir birinden haindir, hepsi bir birin ekürisi, adeta koalisyon ortağıdır. Al birini vur ötekine. Bu ülkede 15 senedir yaşanan bütün bu rezaletin sorumlusu meclisteki bu 4 partinin ta kendisidir. Biri diğerinden az suçlu, öteki daha iyi vs. diye içinden sıyrılacak iş değil bu!
Eğer AKPKK'yı beğenmiyorsan AKPKK'nın orada olmasının tek sebebi Y-CHP, Y-MHP ve HDPKK'dır. AKPKK bir politika geliştiriyor, kullanıyor, sonra bu politikanın miyadı doluyor AKPKK bundan oy kaybetmeye başlayınca 180 derece dönüp tam karşıtı politika izliyor. Bu sefer de başta Y-CHP ve Y-MHP olmak üzere bu politikayı alıp ot toplamaya çalışıyor. Daha dinci politikaları Y-MHP, daha bölücü politikaları da Y-MHP AKPKK'nın bıraktığı yerden alıp kullanmaya devam ediyor!
Çözüm bunların dördünün de hiç oy alamayıp defolup gitmesidir. Atatürk'ün; "Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler" diyerek kast ettiği AKPKK, HDPKK, Y-CHP ve Y-MHP'dir!
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir.
istikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır.
Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir.
istiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.
Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler.
Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı!
işte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır!
Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
