Az önce, şehitleri türkiye ciddiye almıyor, olanları üzerine alınmıyor diye yazan, asker yeğenime yazdığımdır:
Ben alındım, ben. Kendimi hayata sonradan ben katmışımdır, havadan, sudan, ateşten ve topraktan sonra ki, ben alındım. Bazı duvarlar, senin anlayamayacağın kadar içlidir, oğlum. Senin duvarın ile öbürkünün duvarı da farklıdır, evladım. Mudanya'daki bir cenazeden (17 şubat şehitlerinden bir astsubaydı, komşuydu çocuklarıma.) çıktım geldim Akhisar'a da, bunu okuyunca üzüldüm be Mustafam. Biz, ağlamayız Musatafa'm. Ağlatırız. Ağlatmamız, acımasızlığımızdan değildir. Hak yerini bulsun diyedir. Ağlayacak vakitleri olmaz. Sen, görev adamısın, işini yap. Gerisi bizim işimizdir. Anlaştık mı oğlum?