sadece vücudu güzel diye bir kızın bir erkekten hoşlanması biraz saçma gibi sanki.
spor denen şey insanın kendini iyi hissetmesi, biraz özgüven, en önemlisi de sağlık için yapılan bi'şey esasen. son yıllarda özellikle etrafta en duyduğum laflar "spora gidiyorum", "spordaydım", "60 kilo bench press bastım", "sabah 3 yumurta haşlıyosun abi, kışın istersen sarısını da ye.".
güzel işler tabi bunlar ama abartmamakta fayda var, kimisinde kafayı hepten götürüyo.
geçtiğimiz gün salonda çalışırken duyduğum bi diyalog beni benden aldı. kısık sesle bi erkek sesi;
+ hissediyor musun?
daha ince ve ürkek başka bi erkek sesi;
- eveett.
şuh sesli abi tekrar;
+ güzeeeel.
dönüp baktığımda manzara şu ki; daha tombul gözlüklü terli bir arkadaş kan ter içinde arka kol çalışırken yanındaki vücutlu abi ile aralarında geçen tatlı bir sohbetmiş meğer. çalışsın tabi, yanında senden daha tecrübeli bi badi bu işleri daha da kolaylaştırır ona da eyvallah ama nihayetinde bu tombul arkadaşın mayıs ayında ivan dragon'la kemer için yapacağı bi boks maçı da yok.
bu işlerin insanlar arasında yaygınlaştığının bir başka göstergesi de her yerde görebileceğiniz sporcu besinleri satan mağazalar. artık limonata gibi protein tozu içiyor, leblebi gibi bcaa yutuyor, aspirin niyetine amino asit içiyoruz. hatta daha ileri gidip eylül ekimde grip aşısı vurur gibi belden omuzdan steroid iğnesi vurduruyoruz.
bunlar işin tehlikeli kısımları; tamam protein tozu doğal peyniraltı suyundan yapılan bir ürün tamam, ya tamam gelişmek istiyosan lazım, ya tamam sigara da zararlı onu da biliyorum ama yakamadığın supplement o karaciğeri böbreği yoruyor güzel kardeşim. daha 20 li 30 lu yaşlardasın bak hayat uzun, değmez. hele hele steroid denen şey sana 2 ayda game of thrones da gladyatör rolünü oynatabilecek vücudu sağlar ama allah vermesin kalbi tekletir, vücudun hormon dengesini bozar, duygusallaşırsın. yine bir örnek; bu işlerin yarışmalarına katılan bir abimiz, insanlıktan atlığa evrilirken salona kucağında yavru kedisiyle gelir; ya niye getiriyosun abi bunu durmuyo mu evde diye soranlara,
+ ya ağlıyo ben yokken evde, hiç kıyamıyorum ki.
derken gözleri dolardı.
elbette hayvan sevgisi, elbette yavru kedi ama 30 yaşında bir adamın kedisinden bahsederken gözlerinin uzaklara dalıp ağlamaklı olması da dışarıdan pek sağlıklı görünmüyor. hadi fight club'dan Bob karakterini hatırla; aldığı hormonlardan göğüslerine sütyen takmak zorunda olan duygusal abimiz. kötü di mi, yapmayın.
sen sporunu yine yap haftada 3 4 gün, beslenmene uykuna da dikkat et, haftasonu yumurtanı etini balığını da ye, kendin için yap, kızın beğeneceği varsa kürdan kaldıramasan yine beğenir korkma.
