Hepiniz bilirsiniz aslında,
Kadın olmak, ne demek…
Bazen sofrada aş, yemek,
Bazen o yemekle pişmek…
Hatta ağlarken bile gülmek…
Yaptığınız her işe yüreğinizi de vermek.
Ne kadar çoktur bir kadının işleri,
Belki de bu değildi hayata ait düşleri.
Kimbilir hayalini ne prensler süsledi.
Kimbilir yüreğinde ne duygular gizledi.
Bazen paylaştı yüreğinin sesini,
Bazen sustu, durdu, tuttu nefesini.
Aslında kadın, evin düzenini sağlayan kişi,
Çabucak yapmak aynı anda birden çok işi,
Daha hızlı olmak uçup giden zamandan.
Herkesi takip eden evdeki gizli kumandan.
Birçok kişi ondan bir sürü görev bekler,
Onun varlığı yaşama gizli bir mana ekler.
Satranç ustası gibi,
Hamleyi önce yapan kazanır.
Bir kadın için yaşanan gün,
Aslında bir gün önce yaşanır.
Gün değil haftalar planlanırsa önceden,
Başarının sırrı işte buna dayanır.
Evde yaşayan herkesin hayatını,
Bir kadın yeniden tek tek yaşar.
Böylece bir ömrün içinde ,
Birden çok ömür çılgınca koşar..
Gün olur bir dağ başı gibi sessiz mağrur..
Gün olur akan sular gibi çağlar coşar…
Bazen biri için akar gözünden yaşlar,
Bazen diğerinin aşk heyecanı başlar,
Bazen küser herkese, hayata darılır.
Bazen umutla her gördüğüne sarılır.
Bazen sevinç-keder birbirine karışır,
Bazen tüm duygular birbiriyle yarışır.
Hem beden, hem yürek, hem emek vermek,
Her yere hemen hızla koşarak gitmek,
Ağlamak yok hep gülmek, öfke yerine sevmek,
O küçücük bedende kocaman dev bir yürek,
Eş demek… dost demek…anne demek..
Hala soruyor musunuz; kadın olmak ne demek...