artık bu iktidarın çevre katliamları yetti! ne alıp veremedikleri var bu ulusla, bu ulusun doğasıyla, ağacıyla, deresiyle? bilmiyorum. aslında biliyorum; para. kendi yandaş şirketlerine ihaleleri verip çevreymiş, doğaymış, toplum sağlığıymış dinlemeden ezip geçiyorlar ülkemizi. birileri buna "dur" demeli. çünkü istanbul'daki tasarılarda (3. köprü ve havaalanı) ve ülkenin diğer yerlerindeki 'hes' tasarılarında da canlılığa zarar verilip, ziyan vuruluyor.
peki nasıl "dur" denecek? gezi gibi mi? açıkçası şu anda gezi gibi bir kalkışma, direniş zor. özellikle terör olaylarından dolayı yaşanan genel durum buna pek izin vermez zaten. ayrıca her olayda da sokağa dökülemeyiz. geriye kalan yol, bence 'aydın'lardan geçiyor. ülkesini seven duyarlı, bilinçli aydın kesim, sağ ve sol görüş ayırt etmeden, iktidardan korkmadan bu yapılan doğa zulmüne karşı dik bir tavır sergilemeli, toplumun yıpratılmasına karşı bir tutum ortaya koymalı. (bunu yazdım diye kimsenin aklına 1128 akademisyen gelmesin; ki zaten onlar türk aydını değil.)
"son ağaç kesildiğinde, son balık tutulduğunda beyaz adam paranın yenmeyeceğini anlayacak"
-kızılderili atasözü.
gezegenimizi koruyalım.
güzel günler dilerim.
sağlıcakla kalın.