Ben hasta bir adamım, bu doğru. Ve sizler hekimsiniz. Hekim ki hastalık yerine hastayla uğraşan ve hekim ki yalnızca hastalığın dile getirilmesine hakim.
Ben cahil bir adamım, bu doğru. Ve sizler cehaletten olabildiğince uzaksınız. Ama ben ki bu cahil hâlimle en bilgenizden daha bilgeyim. En bilgeniz ki odur en yakın olan benim cehaletime ve en cahiliniz ki odur benim cehaletimden en uzak olan. En bilgeniz ki tüm doğruları bilir ve sorulduğunda tüm hakikatleri sırası ile sayar. Bu onu bilge yapar ama onun bilgeliği benim cehaletimin altındadır. Zira bilgeniz bilir de ona hakikat etiketini vurur lakin cahil olan ben etiketlemem, ezberlemem; benim nezdimde esner tüm olgular ve değerler.
Siz cahil dersiniz, sizin doğrularını reddeden ve yerine size hiç dokunmadan kendi hakikatlerini koyana.
Ben gaflet denizinin en derinlerde yaşayan bir balığım, bu doğru. Bir bildiğimi 3-5 saniye sonra unutulmuşluğa gömerim, bu da doğru. Ama sizler ki o kadar derin bir gaflete dayanamazsınız.
Siz varsınız ya da yok, benim için ne fark eder; ben varım ya da yok, benim için çok şey fark eder.
Siz ki ahlakı, yapamadıklarınızı eleştirirken gerekçelerinize kılıf yapar geçirirsiniz. Bense amoral ve dahi immoral olmakla eleştirilerimi hep rasyonel olarak gerekçelendirmek durumundayım. Bu zorundalığım yüzünden ya vurduğunuz "ahlaksız" etiketi.
Sizler ki tüfeğinizi her doğrulttuğunuzda vurursunuz hedefi en can alıcı yerinden, bu yüzdendir sizin usta avcı oluşunuz. Ben ki vururum da vurmasına her hedefi, vurmam; zira asıl haz, elde edilebileceği bilineni köşeye itmektedir.
Benim ne biriniz ne de ötekiniz için zerre önemim yok, yalvarırım olmasın da. Zihninizde öyle ya da böyle var olmanın yükünü taşıyamam.
Ben farklı değilim, bu doğru. Ben ki sizinle tamamen aynı olan ama siz ki benden tümüyle farklı olansınız.
Bir nebze olsun yoktur içimde bir ötekine sevgi. lakin bir miktar dahi yoktur içimde herkese duyduğum saygıdan boşluk.