islam’da Sünnet/sahih hadis teşriin ikinci kaynağıdır.
islam alimlerine göre, “Hayır, hayır! Senin Rabbin hakkı için, onlar aralarında ihtilâf ettikleri meselelerde seni hakem kılıp, sonra da verdiğin hükümden ötürü içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın sana tam bir teslimiyetle bağlanmadıkça iman etmiş olmazlar.”(Nisa, 4/65), “O kendi heva ve hevesiyle konuşmuyor. O, kendisine vahyedilen bir vahiyden başka bir şey değildir.”(Necm, 53/3-4) mealindeki ayetler Sünnetin teşriin ikinci kaynağı olduğunun delilidir.
Buna göre, Hz. Peygamberin -fiilî, kavlî, takrirî- sünnetini bize ulaştıran sahih hadisleri inkâr etmek büyük bir dinî risk taşımaktadır. Hz. Peygamberin sünnetinin teşri kaynağı olduğunu inkâr eden veya sahih bir hadisin Hz. Peygamberin sözü olduğuna inandığı halde kabul etmeyen dinin dışına çıkmış olur. Bu husus âlimlerin ittifakla kabul ettiği bir konudur.
Nitekim, imam Ebu ishak b. Rahuye: “Hz. Peygamberden kendisine gelen bir haberin doğru olduğuna inandığı halde –hayatî bir zorlama olmaksızın- onu reddeden kâfir olur” hükmünü vermiştir.
Yine Suyutî; “Hadis otoriteleri tarafından sıhhatin şartı olarak kabul edilen kriterlere sahip olan bir hadisi inkâr eden kimse kâfir olup Yahudî, Hıristiyan ve diğer kâfir kafilelerle birlikte haş rolur” şeklinde fetva vermiştir(bk. Suyutî, Miftahu’l-Cenne fi’l-ihticaci bi’s-Sünne, s.14).
Keza Allam ibnu’l-Vezîr de şunları söylemiştir: “Hz. Peygamberin hadisi(sözü) olduğunu bildiği halde onu inkâr eden kimse kâfir olur(bk. el-Avasım ve’l-kavasım, 2/274).
Fetava’l-lecneti’d-daime adlı fetva kitabında şu görüşlere yer verilmiştir: “Sünnetle amel etmeyi inkar eden kimse kâfir olur. Çünkü, sünneti yalanlamak, hem Allah’ı, hem resulünü, hem de ümmetin icmaını tekzip manasına gelir(bk. Lecne, el-Mecmuatu’s-sanî, 3/194).
Bir hadisin sahih olup olmaması onun senedindeki ravilerin zabt ve adalet şartlarına sahip olup olmamakla ilgilidir. imam Şafii şöyle demiştir: “Hz. Peygamberden hadis rivayet edenlerin sika olması, o hadisin subutu(sahih olduğu) anlamına gelir”(el-Ümm, 10/107-ihtilafu’l-hadis bölümü).
ibn Teymiye de şu görüşlere yer vermiştir: “Manası anlaşılmazsa bile, Kitap ve Sünnette yer alan her şeye iman etmek gerekir.”(Mecmuu’l-fetavî, 3/41).