yok efendim Kuran'da namazın nasıl kılınacağı yazmıyormuş.Eee.Peygamber olmasa kılamayacakmışız gibi Allahın kitabına bilerek ya da bilmeyerek yapılan hakaretler diyanetin bu rezil hutbesi ile iyice su yüzüne çıktı.Bakın arkadaşlar ayet şu:Enam 38.Ve yeryüzünde hiçbir irili-ufaklı kıpırdayan canlı ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki, sizin gibi önderli topluluklar olmasın. Biz Kitapta hiçbir şeyi noksan/yetersiz bırakmadık. Sonra onlar Rablerine toplanacaklardır.
Yani sığırlara diyor ki yaratıcı kurallar bu kitabın içinde ve tastamam.Okuyun yaşam tarzınıza göre uygulayın.Ve anlamları karıştırmayın.Kitabı tertilleyin.Adam gibi konu konu gidin.Bir baştan bir sondan okumayın.
Örnek vereyim:Kuran da namaz kılın emri var mı?
Kesinlikle yok.Salatı ikame etmek aksiyonunu namaz kılmak olarak çevirdiler senelerce hatta yüzyıllarca.Oysa salat:desteklemek ayakta tutmak demekti.Hatta kuran da geçen bütün salat kelimeleri Destek anlamındadır.Yani şu:Birbirinizi destekleyin ayakta tutun.Eğitimi bilimi yüceltin.Ruhbanlara köle olmayın.Zühd haline düşmeyin.Kuranı açın okuyun lan.Ha illa namaz namaz diyenlere de şunu söyleyim.Peygamber uyduramaz kural ya da ritüel koyamaz.islam sorgu dinidir.Sorgulaya sorgulaya inanmaya başlarsın.Yoksa sığır olarak kalırsın.
eVET aLLAHTAN NASIL iSTiYECEKSiN o da burada
Araf 55.Rabbinize alçala alçala ve gizlice/ açıkça göstererek dua edin; namaz kılın. Kesinlikle O, sınırı aşanları sevmez. 56.Ve düzeltildikten sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. O’na, ürpererek ve rahmetini umarak dua edin. Kesinlikle Allah’ın rahmeti, iyileştirenlere-güzelleştirenlere çok yakındır.
Duanın adabı
Duâ”, da’vet ve da’vâ mastarları gibi mastar olup, “çağırmak, seslenmek, istemek, yardım talep etmek” demektir.
1-Şuara suresi âyet 213:
“O halde Allah’ın yanında bir başka ilaha daha yalvarma. Yoksa azaba uğratılanlardan olursun.”
2.A’raf suresi âyet 194, 195:
“Allah dışındaki yakardıklarınız sizin gibi kullardır. Eğer iddianızda haklıysanız, hadi çağırın onları da size cevap versinler.
3. A’raf suresi âyet 180:
“En güzel isimler Allah’ındır; O’na onlarla duâ edin. O’nun isimlerinde ters bir tutum izleyenleri bırakın. Yapıp ettiklerinin cezasını çekeceklerdir.”
Duâ yaparken edebiyat yapılmamalıdır. Yapmacık, kafiyeli, seci’li ifadelerden ve tavırlardan kaçınılmalıdır.
Haksız ve yersiz isteklerde bulunulmamalıdır. Kimsenin zararı istenmemelidir. Duâlar, Kur’ân’da yer almış, Allahü Teâlâ’nın tasvip ettiği türden; günahların affı, kötülüklerin def’i, ve örtülmesi, canın iman ile ve iyilerle beraber alınması, kıyamet gününde rezil ve rüsvay olmamak, hidâyet, tevbenin kabulü, hayırlı bir nesile sahip olmak, iyi, güzel işler yapabilmek, cehennem azabından korunmak, ilim ve sağlık istemek için olmalıdır. (Kitabın arkasındaki Kur’ân’da yer alan duâlara dikkat ediniz.)
işin aslını görünce, ısmarlama sözde duâların duâ olmadığını, ve Allah’a emirler yağdırırcasına tv. Ve radyolarda, camilerde, değişik merasimlerde yapılan artistik gösterilerin, düzmecelerin de duâ olmadığını anlıyoruz.
ve nasıl dua edeceğim diyene
Yunus suresi âyet 12:
“insana zorluk dokunduğu zaman; yan yatarken, otururken, ayaktayken bize yalvarır.Ama sıkıntısını çözdüğümüzde, kendisine dokunan bir zorluk yüzünden bize hiç yalvarmamış gibi çekip gider. Haksızlığa aşırılığa sapanlara, yapmakta oldukları işte böyle süslü gösterilmiştir.”