Dünkü gazetelerde yine harika manşetlerle, eğlendirici haber başlıkları vardı.
Onlara bakarken; Osmanoğulları döneminin bir türlü bitmeyen kanlı darbeleriyle, sonu gelmeyen ayaklanmalarından usanmış bilge kişilerin; afyon çubuklarını tüttürürken mırıldandıklarını hayal ettiğim mısralar geliyordu aklıma:
El için yakma başını nare (ateşe)
Yak çubuğunu sefanı are
* * *
Evrensel değişimle bütünleşememiş ve Doğa'ya ters düşmüş Şark ülkeleri için, çimdirici bir dille yapılan toplumsal analizler de vardı:
- Oralarda, denirdi; ne sınıf bilinci, ne hukuk bilinci, ne tarih bilinci vardır. Oralarda sadece talancılar, yalancılar ve dilenciler vardır.
* * *
Hemen her sabah olduğu gibi, dün de erken saatlerde gazetelere bakarken; yine önceki kuşaklardan miras kalmış çeşitli meltemler esiyordu hafızamda.
Üsküdarlı Deli Hikmet de, kim bilir neye sinirlendiği bir gün, şu mısraları yazmıştı:
Ne utanmaz köpekleriz
Kimi görsek etekleriz
* * *
Polemikler, övünmeler, suçlamalar, uyarılar, öneriler süredursun; biz yine dalgamızı geçerek bakalım manşetlere.
işte Milliyet'in dünkü manşeti:
Kaçak yapılaşmanın havadan görüntüsü
BEYOĞLU BOY ATTI!
Milliyet'in, Beyoğlu'nda 4 yıl arayla çektiği iki gökyüzü fotoğrafı, sit alanında nasıl gizli bir yapılaşma olduğunu ortaya koyuyor
* * *
Haydi gelin biraz da politik tatavalar uyduralım böyle bir rezalete:
- Hemen kara ağızlı bir abartma yapılmasın. Bu münferit bir hadise; başka ülkelerde de aynı şeyler oluyor.
- ...
- Türkiye bir dönüşüm içinde; kentleşme sürecindeki bir gelişmeyi, gizli bir yapılaşma olarak göstermeye kimsenin hakkı yoktur.
- ...
- Bir turizm patlamasının sonucunu alkışlamak gerekirken, karalamak niye?
* * *
Bu da dünkü Posta'nın manşeti:
ÇAMLAR MADENE FEDA
Türkiye'nin turistik güzellikleriyle ünlü Muğla ve Aydın'da bugüne kadar 1216 kurum ve kuruluşa maden arama izni verildi. Orta büyüklükteki bir maden ocağının açılabilmesi için 800 çam ağacının kesilmesi gerekiyor. Marmaris'in meşhur Çam Balı üretimi bitmek üzere.
* * *
Ve politik birkaç tatavayla durumu savunma:
- Bir yandan işsizlik artıyor eleştirileri yapılıyor; bir yandan da yeni işyerleri açılırken, kesilen 3-5 ağaca ağıtlar yakılıyor.
- ...
- Madenlerden çıkarılan feldispat, krom, kömür, mika, kuvarsit, mermer, alüminyum, kalker, manganez, kayrak taşı mı önemli; yoksa birkaç kovanlık bal mı? Kalkınmayı baltalamak diye buna denir işte...
- ...
- Maden ocaklarının açılması nedeniyle ormanların yok edildiği falan yok; zorunlu olarak kesilen bazı çam ağaçlarının yerine, Mehmetçik eliyle dikiyor yenilerini...
* * *
Bir haber başlığı da Sabah'tan:
'Vay hıyar vay - Zamda benzini bile solladı
Kuraklık tarım ürünü fiyatlarını artırdı. Benzin % 66 artarken salatalık ise % 80 zamlandı'
* * *
Bir tatava da buna:
- Fena mı, üreticinin cebine para girmeye başladı.
* * *
Bir de Fethiye'de Kayaköy tepelerindeki 'mübadele'ye tabi tutulmuş eski Rum evlerinin; damları, kapıları, pencereleri yok edilmiş, yüzlerce yıkıntısıyla; Dalaman Havaalanı'nın yan tepesindeki -taahhüt yerine getirilip tamamlanmadığı için- bomboş kalmış modern görünüşlü 'hayalet site'nin ve Sarıyer tepelerinde -kaçak olduğu için- beton iskeletler halinde duran umacı yitik site'nin de, fotoğrafları çekilse ve yan yana konsa...
* * *
Böylesi bir çarpık kafalar sergisinin, değişik mekânlara yansımış görüntülerine acaba nasıl bir başlık atılırdı?
Herhalde:
'Türküm, doğruyum, çalışkanım' diye değil.
'Türkün, Türkten başka dostu yok' diye de değil.
* * *
Belki şöyle bir şarkı sözü denk düşerdi:
Söyletme beni kafir derunumda neler var
* * *
Ama bu kez de Hazine'den geçinmeliler kesiminden en çok seçilmişler mi alınırdı, yoksa atanmışlar mı; bilemiyorum vallahi.
Ola ki kışla parfümlü siyaset sözcüleri şöyle bağırırdı:
- Önce vatan...
Cami parfümlü siyaset sözcüleri de şöyle:
- Önce türban...
* * *
Neyse ki, okullara giriş sınavlarında şöyle bir test sorusu yok:
- Yalancı mı olmak istiyorsunuz, talancı mı, yoksa dilenci mi?
* * *
Enseyi karartmayın.
20-25 yıl içinde aşılır bu çalkantılı dönem de...