tekke ve zaviyelerin kapatılması

entry40 galeri
    8.
  1. sonradan büyük bir paradoksun başı çeken aktörü olmuş durumdur. diğer aktör için (bkz: anıtkabir) gazi mustafa kemal muaftır bu durumdan. tenzih olundu. atatürkçülük kisvesi altında, naaşına modern bir türbe inşaa edenlere lafım . çok yazık!

    dergahı (tekke) muzcu şeyhlerin genital bölgesiyle hemzemin olmak zannedenleri fasulye ilan ettim, ebelemeyeceğim. bilen bilir, sözüm senet gibidir. lafım, kıyısından köşesinden okumuş, tefekkür etme iklimini en azından meteoroloji raporlarından takip etmeye çalışıp, bir kaç kelamdan haberdar olmayı bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak zelilliğinden kurtulmak amacıyla ilke edinmişlere. ateist cenah, putperest güruh, ve gezegenim hümanistleri, sizleri muaf tutuyorum. itibar etmeyin söylediklerime, hatta mümkünse gerisini okumayın. kan, şiddet ve pislik içerip, gençlerin somatik gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir buradan sonrası. müspet birşey taahhüt etmiyorum.

    farklı mevzular var kapatılmalarında. dönemin şartlarını incelediğimizde elbette bağnazlık dediğimiz fitnenin zuhur etmiş olduğunu görebilmekteyim. lakin, pire için yorgan yakmak çok da eftal gelmiyor bana açıkçası. araya art niyetin de sokulduğunu düşünüyorum. korkutulmuş, günümüz dünyasından soyutlanmış ve hatta yeşilçam sayesinde öcü gösterilmiş mekanlardan bahsettiğimin de farkındayım, hiç merak etmeyin. bununla beraber, söz konusu mekanların tarikat mevzuunda önemli yerleri olduğunu düşünüyorum. gitmişliğim yok ama hemen sevinmeyin. bu birgün gitmeyeceğim anlamına gelmiyor. zikir olsun, dergah olsun, tarikat olsun; islam terminolojisinden haberdar olanların reddetmeyeceği kavramlardır. hemen aklınıza aczmendiler, müslüm gündüzlerle yek vücud olmuş fadime şahinler gelmesin. o çok övdüğünüz, hümanizmin doruklarına çıkardığınız mevlana da tarikat ehli. riyakar olmamak lazım.

    muhalif olduğum bazı hususlar var, diğer meselelerde de olduğu gibi. şüphesiz hepimizin insan olmasından mütevellit, bütün yaptıklarımızın mutlak doğru olacağını düşünmek şahsım nazarında komediden öteye geçemez. burdan yola çıkarak, devrimleri yanlışıyla doğrusuyla kabul etmek zorunda olduğumuz sonucuna ulaşıyorum. yoksa birkaç zatın oturup, birşeyler hakkında karar vermeleri, onlara mana alemimde mütemadiyen biat edeceğim anlamına gelmiyor. bilmiyorum, gerek kanun koyucular olsun, gerek yürütücüler... insanüstü görenleriniz var mı onları? bildiğim tek şey, mutlak doğruyu ihtiva etmedikleri. bu yüzden de önüme konan her yemeği afiyetler eşliğinde yemek zorunda olmadığım. sırf bu ülkede doğduğum için, sırf birileri böyle dedi diye her hareketlerine ''eyvallah'' demem riyakarlıktan öteye geçmeyecektir.

    kim ne kadar yasaklarsa da yasaklasın, tu kaka derse de desin, dergah da zikir de islam terminolojisinde olan şeyler. dergahın da zikrin de çıkışı peygamberden gelmektedir. şimdi birileri yüz çevirip, suratını eğecekse kendi bilecekleri iştir. ben olanı söylemekten geri kalanlardan olmak istemem. budistleri de hep bu yüzden sevmişimdir zaten. erdem/bilgelik arzusuyla inzivaya çekilip, keşmekeş kokan dünya hayatında soyutlarlar kendilerini. belki ben metafiziği, ruh disiplini mevzularını biraz fazla seviyor olabilirim. maddesel dünyadansa, manaya vakıf olmayı heyecan verici bir aksiyon olarak da addediyorumdur, itiraz edemem. ve fakat, kişi bunlara kendi kendine ulaşabileceği gibi, islami gurular(şimdi şeyh desem kaçacaklar var biliyorum) tarafından eğitilerek de ulaşabilir. o yüzden her an takılıp, zikir kafası yaşayabilirim haberiniz ola.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük