hayatın monoton ve durağan yaşanmasıyla ilişkilidir. şöyle düşünün, çocukken gün içerisinde belki 5 kere aşağıya inip eve
girerdik.bütün gün ordan oraya gezerdik. o zamanlar hayat yavaş geçerdi. çünkü 1 günü 5 gün gibi yaşardık. lise ve üniversite
çağlarında çocukluğa göre fiziki enerji azalsa da boş zaman vardı ve yine yapacak farklı aktiviteler bulabilirdik. mesela yaz tatilinde
çok boş zaman vardı ve o 3 ay geçmek bilmezdi. ama çalışma hayatına baktığımızda zaten yol-hazırlanma dahil en az 9-10 saati iş
için harcayınca geriye ne zaman ne de enerji kalmakta. ve her gün birbirinin aynısı olduğundan insan koca bir yıl neredeyse bir şey
yapmadığını- hayatından bir yılın daha çöpe gittiğini- görüyor. yani önemli olan ve hayatın kısa veya uzunluğunu belirleyen şey
zamanı nasıl kullandığındır. iyi kullanamaz, gezecek eğlenecek zaman bulamazsan -ki yılda 1-2 hafta kullandığımız izinler bunun için
yetersizdir- hayat çok kısadır. birazcık da doğuştan şanslı olmak gerekiyor yani...