nesnel bir temele dayanmayan her yaklasim, o yaklasimin sahibinin subjektifligini ortaya koymasi bir yana, "kime gore neye gore" oz deyisi ve de anlamli onermesi ile meshur olan hadiseye davetiye cikarir. cok sesliligin ve de dusunebilen beyinlerin ittifakiyla olusturulmus bir yapi icerisinde nesnellik arayip, kalibini kendi belirledigi, ve yine tarifini/tanimini kendi yaptigi bir meseleye, uyduramadigi isimleri tanimlayan sifatlar bulmak, bulamayinca da nesnellik iddiasinda olamayanlarin yazdiklarini sunni teneffuse mecbur birakanlarca sucalanalari hakli cikarmaya calismakta basli basina kendi ile tenakuz'un ifadesidir.
mesele zaten "gunah kecisi" aramak degildir. asil olan kisinin yazdiklarini kendinden bilmesidir. sonuca endeksli dusunup, kendinden olmayanlari kendinden saymaya kendini zorlamak, kendi olmaktan vazgecisin isaretidir ve suru icerisinde bile "ibne" muamelesi gormekten kurtulamaz. bunlar olmazsa nereden bilecegiz kimin ne oldugunu. "marifet iltifata tabidir" sozunde gecen iltifat sadece olumlu ve bilinen manasiyla alinirsa eksik kalir...