islam aleminin bilimde geri kalması

entry20 galeri
    6.
  1. "mili piyade tüfeğinin geçmişi ve özellikleri konusunda ne biliyorsun?" diye sorsanız iki dakika konuşması mümkün olmayan cahillerin boş lafları ile kirlettikleri mevzudur. kendilerini dikkate almıyor ve devam ediyoruz.

    önceki yazımda islam aleminde bilimin yükselişinin sebebinin din filan olmayıp, siyaset olduğunu anlatmaya çalışmıştım. şimdi bilimin neden çöküşe geçtiğini görelim.

    el-mütevekkil'in dönemine gelindiğinde mutezile'nin ehl'i sünnet'e yaptığı baskılar tersine döndü, bu sefer mutezile baskı görmeye başladı ve yavaş yavaş silindi. ne mutlu ki mutezile felsefecilerin son dayanağı değildi. keza mütevekkil'den sonra halifeler uzunca bir süre ehl'i sünnet baskısı yapmaktan uzak kaldılar. zira uğraşmaları gereken önemli bir dert vardı ki o da türk askerlerin bitmek bilmeyen isyanlarıydı. askerler halifeleri kafalarına göre tahta çıkarıyor ve indiriyorlardı. dini meseleleri pek umursadıkları da yoktu. gerçek iktidarı elinde tutan askerler, yaptıklarına karışmayan felsefecilerle iyi geçiniyorlardı. ehl'i sünnet alimlerini işlerine karıştırmaya niyetleri yoktu.olaylar bu minval üzere sürdü gitti...

    ta ki haçlı seferleri ve moğol istilası dönemine kadar... söz konusu dönem islam alemi için büyük bir şoktu. tek mesele haçlılar ve moğollar değildi. dini ortodoksinin bir türlü kurulamadığı o ortamda ismailiye gibi "anarşist" mezhepler de halk içinde geniş taban bulabiliyordu. ismaililer sanıldığı gibi sadece alamut kalesinde üslenen bir avuç çılgın değildi. mısır'dan tutun da, suriye'ye, ırak' ve iran'a kadar geniş taban edinmişlerdi. haklarından gelinmesi çok zaman aldı. keza haçlı seferleri öncesi ortaya çıkan ve arap yarımadasında yaygınlık kazanan diğer bir "anarşist" akım olan karmatilik de çok baş ağrıtmıştı.

    haçlı, moğol ve ismaili tehditleri karşısında çaresiz kalan yöneticilerle, ehl'i sünnet alimleri arasında yavaş yavaş bir ittifak oluşmaya başladı. söz konusu ittifak, olayların kademe kademe doğurduğu bir sonuçtu; yani genel bir konsil toplanıp karar alınmış filan değildi. ittifakın özü şuydu: yöneticiler felsefecilere verdikleri desteği geri çekecek, ehl'i sünnet tayfasını desteklemeye başlayacak, onlar da islam adına adalet arama, yöneticilerin işlerine karışma huylarından vazgeçeceklerdi. ek olarak, halkın işleri ve inançları üzerinde, yöneticilerin desteğiyle baskı kurma hakları da tanınmış oldu. böylece halkın karışık kafası derlenip, toplandı, baş ağrıtan anarşik mezheplerin ortaya çıkışı önlenmiş oldu.

    aslında felsefecilerin söz konusu mezheplerin ortaya çıkışında doğrudan bir suçları yoktu ama patronaj hakkının peşinde koşan ehl'i sünnet'in hışmına uğramaktan kurtulamadılar. dönemin sembol olaylarından biri, büyük alim şehabeddin sühreverdi'nin idam edilmesidir.

    https://tr.wikipedia.org/...ddin_S%C3%BChreverd%C3%AE

    velhasıl görüleceği üzere, islam eleminde bilimin yükselişinin sebebi din olmadığı gibi, çöküşünün sebebi de din olmamıştır. bilimin yükselişinin de, çöküşünün de ana sebebi siyasettir. tabi böyle derken çöküşünde dinin oynadığı rolü gözardı etmek olmaz. fakat bana göre din, siyasetin kullandığı bir malzeme görevi görmüştür daha çok...

    bir de ehl'i sünnet'in yükselişinde ve felsefe ve bilimlerin çöküşünde, genellikle ifrat ve tefrit arasında yorumlanan imam gazali'nin rolü meselesi var. o da sonraki entrymin konusu...
    2 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük