ilk ve orta okul yani çocukluk ve ergenlik çağlarımda sürekli başıma gelen olay.
bi yerden sonra arkadaş gibi olursunuz uçukla. dilinizle yoklarsınız ve hala orda olduğunu anlayınca hafif bir mutluluk yaşarsınız. bir kaç hafta sonra yavaş yavaş vücudunuzu terk etmeye başladığında bir hüzün kaplar kalbinizi. giden sanki uçuk değildir de en sevdiğiniz arkadaşınızdır. sanki kaybolan uçuk değildir de hayallerinizdir. artık dilinizle dudağınızı yokladığınızda hissedemeyeceksinizdir. artık gidiyordur çünkü artık yoktur. lakin bir iki hafta sonra tekrar çıkınca "geldi yine tipini ziktiğim" modunda oluyosunuz.