her şey aşktan

entry6 galeri
    3.
  1. iki gün önce gidip izlediğim, andaç haznedaroğlu'nun romantik komedi filmidir*. türk filmlerine çok gittiğim söylenemez, genelde gidip beğenmediğim için, harcadığım zamana ve verdiğim paraya acıdığım ve birkaç ay içinde tv de yayınlandığı için gitmem. ama bu filme tıpkı sevimli tehlikeli de olduğu gibi şükrü özyıldız faktörüne güvendiğim için, kızları da peşime takıp gittim. tek kelimeyle "farklı" diyebilirim bu film için. hande doğandemir'e pek ısınmadı benim yüreğim yıllardır, ama bu filmde o da hoşuma gitti sayılır. mithat can özer, hiç beklemediğim kadar güzel bi performans sergilemiş; zengin, pişkin, yüzsüz rolü birine bu kadar mı yakışır.*
    --spoiler--
    benim en çok hoşuma giden sahnelerden ilki hiç kuşkusuz, pelin'in mekandan çıktıktan sonra burak'la ilk kez karşılaştığı sahne. o ayakkabı ile tumbanın uyumu, en sevimli sahnelerden biriydi hiç kuşkusuz.

    pelin ve ilker tangosu da baya bi hoştu.

    aralarda giren boks sahneleri inanılmaz güzel olmuştu. filmi diğer romantik komedilerden ayıran unsur olan boks sahneleri o kadar güzel yerlerde kullanılmış ki, hiç aşırıya kaçılmamış.* filmin sonunda boks eldivenlerinin suya düşmesi de güzeldi.

    en en çok hoşuma giden sahnelerden biri de falcı kado.* özcan deniz böyle bi falcı olsun, dolandırılacağımı bile bile de olsa giderim.* hele telefonu alıp burak'la konuştuğu sonra da "amaaan" diyip kapattığı yer... çok tatlıştı kısaca.

    --spoiler--

    kısaca, işini bilen insanların yaptığı, salondan çıktığınız zaman geçirdiğiniz zamana asla acımayacağınız bir film. elbette bazı sahnelerde bazı filmlerle benzerlik bulabilirsiniz ama filmi bütün olarak ele aldığımızda hepsinden farklı olduğunu görüyoruz. gidin, izleyin, izlettirin kısaca.

    not: burak gibi biri karşısına çıkacaksa insanın, varsın aldatılsın ne olacak sanki? o gülüşüne değer bee...*
    1 ...