Türk şarkı ve fantezi bestekarı. 1895'te istanbul'da doğdu. Babası Fatih Camii Ders-i âmlarından "Huzur-i Humayun" hocası Müderris Ali Alaaddin Efendi annesi Havva Hanım'dır. ilk ve orta okullarını bitirdikten sonra Darül-Fünün ilahiyat fakültesinden mezun oldu. Küçük yaşlarda hafız oldu.
Musiki hayatına Hafız Melek Efendi'den dini musiki dersleri alarak başlayan aynı zaman ilahiyatçı vasfını taşıyan Üstad, 20-25 dolayında dini musiki eserleri de bestelenmiştir. " alma tenden canımı, Ey Aşık-ı Sadıklar Gelin Allah diyelim" bunlardan bir kaçıdır. Ayrıca Arapça güfteler de bestelemiştir. "Min hüsnike'l- cemali" mısrasıyla başlayan güfteyi 1945'te hac sırasında Kabe'de durak asılı iken okumuş ve daha oradayken tavafta bestelemiş ve notaya alıp Türkiye'ye yollamıştır. Öğrencileri de hac dönüşü bu ilahiyi okuyarak karşılamak suretiyle Üstadı ağlatan güzel bir jestte bulunmuşlardır. Atatürk'ün çok sevdiği bir hafızdı. Okuduğu Kur'an ve mevlit halkın da sevmesine neden oldu. O'nun olduğu camiler tıklım tıklım dolardı. Bir çok plak doldurmuştur. Ama o sesinin ötesinde büyük bir bestekardır.
Sultan Selim ve Sultanahmed Camilerinin başimamı ve hatibi oldu. Atatürk'ün emri ile ordu komutanlarına Kur'an-ı Kerim'in savaşla ilgili ayetleri hakkında konferans verdi. Kendi başına ve Süleymaniye Camii başimamlarından Hafız Kemal ile plaklar doldurdu. Arap ve Türk filmlerini seslendirdi. Bir çok film müziği yaptı. Sultanahmed Camii imamlığını sürdürürken 1953'te "Yavuz Sultan Selim Ağlıyor" filmlerinin çekimi sırasında beyin kanaması geçirip felç oldu. Ancak hastalığı onun beste yapmasına engel olmadı. 1961 yılında üreden rahatsızlandı. 03 Şubat 1961 Cuma günü sabah Haydar paşa Numune hastanesinde yatarken talebeleri onun ziyaretine gelmişler. içlerinden Hafız Abbas'a Kur'an-ı Kerim okutmuş, onlar gittikten sonra 12:00 civarında namazını kılmış ve 18 yıllık bakıcısı Gülfiye Hanım'a son sözleri şunlar olmuştur. " ben Allah'ın huzuruna gidiyorum hakkını helal et." Cuma ezanları okunurken ruhunu teslim etmiştir. Cenazesi büyük halk kalabalığı arasında tekbirlerle Cumartesi günü Merkezefendi Kabristanlığına defnedilmiştir.
Bestelerini yaparken saz kullanmamış kendi sesini kullanarak beste yapmıştır. Her formda eserler vermiştir. Usul ve makam geçkilerini sıkça ve mükemmel bir şekilde kullanmıştır. ilk akla gelen öğrencileri Safiye Aşk, Tahir Karagöz, Alaadin Yavaşça, Münir Nureddin Selçuk, Müzeyyen Şener, Hamiyet Yüceses, Arif Sami Toker, Avni Anıl'dır. 1967'de üstad radyo konuşmasında eserlerinin 3000'e yakın olduğunu söylemiştir.
Türk musikisine kazandırdıkları:
1) 10 yaşında hafız olduğu halde 31 yaşına kadar bestekarlığı kalkışma-yarak musikiyi öğrenmeye çalıştı.
2) 78 devirli taş plaklarına dini ve dindışı eserler okuyan bir imam ve film müziği bestecisidir. Yüzyılımızın ilk çeyreği içindeki toplumumuzda bu iki konunun yan yana düşünülmesi bile, bestekarın ne kadar geniş görüşlü olduğunun belgesidir.
3) Öğrenimi ilahiyat olduğu halde kartını "bestekar" diye bastıran, mesleği imamlık olduğu halde film müzikleri besteleyen, saz çalmadığı halde, sazlara adeta kök söktüren Kaynak aynı zamanda çok sade, apaçık bir Türkçe'nin de savunmasını yapmıştır.