yahudilerin üstün ticari zekalarından ötürü soykırıma maruz kaldığı düşünüldüğünde , sokaktaki taştan bile yararlanırlarken bu soykırımdan yararlanmamalarını düşünmek saflık en hafif tabirle...
yararlanmaları , film çekmeleri , localara şirin görünme telaşı 4 milyon insanın katlini mazur görmez , tüh lan bu yahudiler de böyle propaganda yapmasalardı demek de , olanı unutalım mı sorusuyla muhattap eder adamı..
lobileşmek , duyguları sömürmek insan olanlarda işe yarar..kazara , insan yakılan borulardan sabun yapılabileceğini idrak edip de bu işe başlayan insan demeye bin hacet , bu insansa ben neyim diye sorduran almanlara da bu sıfat yakıştırılamayacağından , sömürü esasen bu adamların ne mal olduklarının görülmesi açısından yararlıdır..
seçimle iş başına getirdikleri hitler'i diktatör diye pazarlayıp ühühühühü diye schindler'e ağlayan , türkiyeye demokrasi öğretip , insan hakları hataları tespiti yapan almanya'nın dediğim gibi halini anlatır bu filmler / belgeseller / kitaplar..
sömürü değildir , olay her insanı duygulandıracak kadr vahimdir..
aman canım ölselerdi , köpek gibi yaşamak mı ölmek mi gibi bi tanımını bulamadığım ithama da kelimelerle cevap verme gereği duymuyorum , an itibarıyla tuvaletin yolunu tuttum..*