hakikate yalnızca kendilerinin ulaştığını ve kendi yollarının tek doğru yol olduğunu iddia ederek, kendilerinden olmayan herkesi yanlış kabul etmek şeklinde ortaya konan nokta biçimleridir. 'kadiri tarikatının çektiği enteresan zikir' vakasına sağda solda yapılan yorumlardan da görülebileceği üzere, ibadetin en doğrusunun nasıl yapılacağına sadece ışidçiler ve kemalistler karar verebilecektir. belirli farklılıklar vardır, ancak ortak noktaların daha çok olduğunu görüyoruz. inceleyelim:
- bir kemalist, ibadetlerin göstere göstere yapılmasının aslında dine aykırı olduğunu iddia eder. bir ışidçi ise göstererek yapılmayan ibadeti yok hükmünde sayar. totalde ikisi de saçmalıktır. ibadet, istenen şekilde, istenen yerde, istenilen zamanda, istenilen kadar yapılabilen bir şeydir ve farz ibadetlerin göstererek yapılması, gizli yapılmasından daha makbuldür. kemalizm de ışidçilik de milletin nasıl ibadet etmesi gerektiği konusunda dayatmalara girişen, saçma sapan ideolojilerdir.
- bir kemalist, 'türkiye şeyhler dervişler ve müritler ülkesi olamaz' diyerek tarikatlere savaş açmıştır. bir ışidçi ise, tarikat geleneğinin şirk olduğunu iddia ederek tarikatlere ve her türlü tasavvuf olayına savaş açmıştır. ikisi de kendi uydurduğu dinin abuk sabuk gerçeklerini dayatarak, kendilerine uymayanları yok etmeye çalışan ideolojilerin piyonlarıdır.
- bir kemalist, 'dinde başı örtmek diye bir şey yoktur' diyerek kadınlara belirli bir giyim tarzı dayatır. bir ışidçi ise, 'islamda kadının giymesi gereken şey cilbaptır' diyerek kadınlara belirli bir giyim tarzı dayatır. ikisi de kafayı kadınların giyimleriyle bozmuş sapık ideolojilerdir.
- bir kemalist, '10 kasım'da sirenler çaldığında herkes saygı duruşuna geçmek zorundadır' der ve geçmeyenleri hain ilan eder. bir ışidçi ise, kendilerinin cihat ibadetini yerine getirdiğini iddia eder ve kendilerine katılmayanı kafir ilan eder. ikisi de insanları belirli bir şeye zorlayan jakoben ideolojilerdir.
- bir kemalist, yıllarca 'şeriat geliyor' diye çığırarak belirli bir insan topluluğunu korkutup kendi siyasi tercihlerini dikte etmeye çalışır. bir ışidçi ise, 'din elden gidiyor' diye çığırarak belirli insan topluluklarını korkutup kendi siyasi oluşumlarını kabul etmeye zorlar. ikisi de dikta rejimi arzulayan ideolojilerdir.
kemalizmin siyasi ideolojiden çok bir din sayılabilecek olması ise bir başka başlığın konusudur.