hep kırmızıyı düşündük. hep ateş, hep kan
çirkin bi surat düşledik aklımıza gelince şeytan
içimizde bir ürperti ve en derin korkularımızın rengi
kırmızı, kırmızı ve kan.
ay yıldızlı bayrağı ve istiklali gösterdi öte yandan
bizi umutlandırıyordu, biraz önce ödümüzü kopartan
en büyük zaferlerimizin ve en büyük gururlarımızın rengi
kırmızı, kırmızı ve kan.
bir gülü rengiyle şereflendirince damarımda akan
bir bakıyordun aşkı hatırlatıyordu o an
ilk görüşte aşkın ve şiirlerin rengi oluyordu
kırmızı, kırmızı ve kan.
fakat bir mehmedim vuruldu mu tertemiz anlından
eser kalmıyor; ne korkudan, ne umut ne de aşktan
bizim için tekbirlerin ve taarruzun
onlar için ölümün rengi oluyordu
kırmızı, kırmızı ve kan.