Bin Güneş Görüntüsü! Binle çarptım geriye
Adaklım nerde diye sungular taşıdığın
Aç güneş,yavru güneş,kokun vurdu çörküye
Gülüşü gün çoğaltan o altın kadın gitti
Bitimsiz yankısını bıraktı kürelerde
Senin uçsuz ormanda yelden yaprak yolduğun
Telekten damlayanla taştığın gecelerde
O dilini bir bir boncuklara akıtmış
Hurçtan inci indirmiş kopmaz teli germeye
Kıyamadan kırpmaya takvimini ipeğin
Seher;uykulu,kalın-yatsıyla ince ince
Üçüz düşlerden önce güneşe gül sürmeye
Kurnanın kıvrımında dört maşrapa dört bardak
Cücükler pürçek ister,köpük tok kavrulacak
Kuşağı damaksız tak! sıkılırsan dağılır
Şeffaf şerit haftayı şöyle verev kapatsın
Teyel atsın,dokunma! ben dönünce takarım
Temmuz zorlar,dediler,ama güzeldir kasım
Günlere gül yağdıran o altın mevsim bitti
Koparılmış bir ezgi estirdi perdelerde
Söndürülmüş aşkların ağı kestiği yerde
O burcunu bilinmez yelkenlere taşıtmış
Kalbini fala açmış lalden hilal çelmeye