amerika'nın saksafoncusu medyanın piyasaya sürerek teröre siyasi zemin hazırlama çabaları.
mesala geçenlerde ufak gibi gözüken bir olay oldu..
beyaz saray sözcüsüne bir gazeteci (nereden aklına geldiyse ortada fol yok yumurta yok) "türkiye pkk ile müzakere etmeli mi diyorsunuz yani?" gibi salak bir soru sordu. tabi beyaz saray sözcüsü de "türkiye pkk ile masaya oturmalı demiyoruz" dedi. buradaki amaç "masaya oturmak" tumcesini bilinçaltıyla meşgul edip iz bırakmak.
yarın bir gün kulağa "pkk ile müzakere" cümlesi geldiği zaman dezenforme olmuş beyinler doğal olarak tepki veremiyecek ve amaçlarına ulaşmış olacaklar. bunların hepsi planlı hareketler.
bülent ersoy denilen adamın söylemleri de pek tesadüf değil aslında. hayatlarında alnının orta yerine keleş mermisi girmiş bebek ölüsü görmedikleri için ya da görevi başında boğazlanmış öğretmen görmedikleri için bu kadar rahat olabiliyorlar.
gelelim ssg, guru ve saz arkadaşlarına.
binlerce kilometre öteden kocaman götleriyle demokrasi hak hürriyet çığırtkanlığı yapan bu adamlar terörün ne demek olduğunu bilmiyorlar. ağızlarında bir "insanlar ölmesin" cümlesi tutturmuşlar başka bir şey yok. e be mayba$, insanlar olmesin de ne olsun peki ? var mı elinde bir çözümün ? sen teröristleri öldürmezsen onlar gelip seni öldürecek. daha 2 gün önce maden işçilerini erzak vermediler diye öldüren insanlarla sen ne konuşabilirsin ki ?
bunların terörün ne demek olduğunu anlamaları için ailelerininden birisinin hunharca katledilmeleri lazım. senaryo hazır.. ssg'nin kardeşi doktor olarak hakkari'ye gider. pkk gelir kardeşinin boğazını keser. sonra bi feryat, bi figan. çaresizliğin en noktalarında gezinmeler.. ancak o zaman anlayabilirler terörün ne demek olduğunu, bu vatanın neden binlerce şehit verdiğini.. öyle kıtalararası mesafeden atıp tutmakla olmaz bu işler. terör ulan bu terör. öyle milleti sözlükten uçurmaya, çaylak yapmaya, olay bölümünden ahkam kesmeye benzemez. ayşe armanlara, tuna kiremetçilere yavşamaya benzemez.
