Günümüzde küresel ısınmanın en büyük nedenlerinden biri bilindiği gibi sera gazlarıdır. Sera gazları doğal oluşumlar yoluyla belirli düzeylerde atmosferde mevcuttur. Ancak çoğu insan kaynaklı faaliyetler sonucu bu gazların atmosferdeki konsantrasyonları artmaktadır. Ve bu artışa da bağlı olarak havada ortalama sıcaklığın üzerinde bir sıcaklık değişimi gözlemlenir. Bilinen en önemli sera gazlarına örnek olarak; karbondioksit, su buharı, metan , nitroz oksit vs. verilebilir.
Sera gazlarının çoğunluğu endüstriyel faaliyetler sonucunda oluşur. Evet bu herkes tarafından bilinen bir gerçektir.
Ama işin daha ilginç bir boyutu var.
Araştırmalar sonucunda Yaşayan bir organizma olan funguslar ya da diğer adıyla mantarların küresel ısınmada aktif rol oynadığı ortaya çıkmıştır.
bilim insanlarının yürütmüş oldukları bir çalışmada mantarların küresel ısınmaya sebep olduğunu belirtmişlerdir. Yapılan çalışma ise alaska’nın bir bölgesinde yürütülmüştür.
Alaska uzun bir zaman periyodu diliminde soğuk iklimin etkisi altındadır. Soğuklardan dolayı mantarlar uykudadır. Bu yüzden küresel ısınmaya katkı sağlamazlar. Fakat sıcaklığın artmasına bağlı olarak bu organizmalar uyanıp, karbondioksit üretirler.
Bilim insanları çalışmalarında orange mold (turuncu küf) adlı bir mantarı kullanmışlardır. Model olarak bu mantarı kullanmalarındaki neden ise bölgelerinde yaygın bir şekilde yetişebilen bir mantar türü olması, aynı zamanda yaşam döngüsünün, fizyolojisinin, genetik kodlarının iyi bir şekilde biliniyor olmasından ileri gelmesidir. Ayrıca bu mantarlarda metabolizma olaylarının diğer mantar türlerine göre daha hızlı; gelişme , büyüme ve üremelerinin ise çok iyi olduğu bilinmektedir. Ve böylece tüm bu üstün özelliklerinden dolayı ortamdan daha fazla oksijeni alıp, ortama daha fazla karbondioksit verme özelliklerine sahiptirler.
Burada şu soru aklımıza gelebilir: Mantarların dışarı saldıkları karbondioksit miktarı atmosferde önemsiz derecede düşük olmaz mı ?
Evet, burada şu hususu vurgulamalıyız ki, gezegendeki bütün mantar topluluklarının gerek yoğunluğunun gerekse dağılımının fazla olması sebebiyle , atmosfere saldıkları karbondioksit miktarı da bir o kadar fazla olmaktadır. Bir sera gazı olan karbondioksitin mevcut artışı da sera etkisini tetiklemiş olacaktır.
Yine de mantarlar yüksek metabolizma etkinliğini bazı olaylar sebebiyle uzun süre sürdüremezler. Bu da şu demektir ki; mantarlar başlangıçta atmosfere karbondioksiti pik (en yüksek level) seviyede salsalar bile, sonradan bu düzey gitgide azalacak, belli bir zaman diliminden sonra da normal koşullara dönecektir.