tevilin dibine vurmak zorundayız /zorundasın. çünkü sen ve ben arap değiliz ( seni bilemem gerçi) . hatta arap olmak da yetmiyor. 1400 yıl öncesinin arabı değiliz. o gün ayet ,insanların hayatlarıyla paralel gidiyordu. bazı sahabelerin önerisi üzerine ayetler vardı. ayetler onların hayatlarından kesitlerdi yani. oysa bu gün böyle bir şey söz konusu değil. hem arabistanda farklı bir kültürdeyiz hem de metnin üzerinden 14 asır geçmiş vs.
kaldı ki tevil kötü bir şey değildir. aslında "bakın tevilin dibine vuruluyor" derken mantık hatası yapılmaktadır. tevilin dibine vuruluyor demek, yukarıdaki entryimde açıklanan durumun yanlışlığını göstermek demek değildir, sadece "durum tespitinde" bulunmaktadır.
ikinci olarak kimsenin teviline bir şey dediğimiz yok. isteyen tevil yapabilir, ancak kuranın ilk anlamını belirledikten sonra. yukarıdaki yorum da kuranın ilk anlamına yakın bir yorumdur. arapların, tanrı'nın otoritesini parçalayıp yarı tanrısal varlıklar atfettikleri gerçektir. bir başka örnek de tekvir suresinin sonunda vardır. allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz der allah. hangi müşrik hatırmalıyorum ama muhammed biz istersek inanırız ,istersek inanmayız, istediğimiz yere gider geliriz tarzında bir cümle kuruyor. sonra bu ayet geliyor " allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz" .bakın yine müşriklerin ,tanrının otoritesini yok sayıp, kibirlenme durumu ve ardından "otoritenin ,yetkinin" tanrıda olduğunu belirten ayetin gelişi. elbette buna katılmak mecburiyetinde değilsiniz ve karikateist seviyesindeki ayet çürütme görevinize tam gaz devam edebilirsiniz sevgili yazarlar *