o adam bütün meşakkatlere rağmen düşmedi. dirayetliydi. yağan kar, havanın fırtınası ona sanki güç kuvvet veriyor gibiydi. farklı bir havaya sokuyordu kendisini.
sonra uzakta bir yerde ışığı hafif yanan tek katlı bir ev gördü. Bedeninin rahatladığını hissetti. o ruhi rahatlamanın etkisiyle oraya doğru yürüdü. yürüdü yürüdü...
Evin kapısını tıklattı. ses veren yoktu. bekledi. sonra kapı kolunu çevirince kapının kilitli olmadığı anlaşıldı ve içeri girdi.
içeride bir kandil etrafı aydınlatıyordu. Sığınmak ve dinlenmek için fevkalade güzel bir ortam vardı. çantasından bir vodka çıkarttı. sonra kuruyemişlerle dolu bir torba. bunlarla geceyi idare edicekti.
vodkayı yudumlar yudumlamaz kanında inanılmaz bir sıcaklık olduğunu farketti. boşuna rusların milli içeceği değil. Bu tip havalarda içilebilecek içkilerden biriydi. Kuruyemişleride atıştırmaya koyuldu. Badem fındık fıstık vs.
Fakat bir süre sonra vodkayı soba başında içtiği için adam o hararetin etkisiyle sızıp kaldı...