fermuarı açık unutmak

entry58 galeri
    18.
  1. ödev dolu yoğun bir gecenin ardından saatimin huysuz sesiyle uyandım. gözlerimi açtığımda algılarımla anlamlandırabildiğim şeyler anlamlandıramadıklarımdan daha azdı. klasik bir uyanış...

    serin suları acımasız bir edayla yüzüme çarparken günün ne kadar yoğun geçeceği üzerine konuşmalar yapıyordum kendi kendime. yeni ütülenmiş takım elbisemi giyip, etkileyici kokularla mislenip okula gitmek için yola koyuldum. bugün hava güneşli; neşeli olmak için küçük bir sebep. yürürken yüzüme yansıyan her zamanki kendinden emin havam, cool bakışlarımı biraz daha etkili kılıyor anlaşılan...

    sağımdan solumdan hızla geçen uykulu uyanıklar, serin sabah, eskişehir'den insan manzaraları. tatlı bayanların kaçak bakışlarını yakalayabiliyorum...

    -lütfen bakmaktan utanmayın hanfendi...

    -bu sizin en büyük hakkınız...

    morumsu bulutlarla kaplı sinirli bir gökyüzünden nazlı bir edayla düşen kar taneleri gibi ağır aksak ilerleyen adımlarım, kendime olan güvenimin de artmasıyla sessiz bir gece de hassas bir metronom dakikliğinde "tik tak tik tak tik tak tik tak" sesler çıkaran büyük bir duvar saati gibi şaşmaz bir ritimle ilerlemeye başlayacaktı...

    -ama o da ne!!!

    güzel gözlerde müstehzi bakışlar....

    -buna hakkınız yok

    -bakışlarınız hoşuma gitmiyor değil, ama çapkın bir işveye ram olmuş bir mecnun değilim!!!

    her nedense koklandığında dağılıvecekmiş hissi uyandıran kehribar rengi bir dağ çiçeğinin suya atıldığında beliriverecek nazlı halkalar gibi yavaş bir şekilde yayıldı içimdeki zehirli ürperti...

    korkum ve şüphem, taze bir bedene saplanan keskin ve gümüş saplı bir bıçağın açtığı yarıktan fışkıran kıpkırmızı kanın, temiz ve kıpırtısız bir su kütlesine döküldüğünde yayıldığı hızla yayıldı...

    ellerimi önüme görütüp, iri bir aslanın pençelerinden kaçan genç bir ceylanın ürkekliğiyle gezdirmeye başladım...

    -aman allahım!!!

    -ölmek istiyorum!!!

    -fermuarım açık!!!!
    0 ...