Bizim okul Doğu Karadeniz'in ücra bir köşesinde parasız yatılı (Anadolu ÖĞRETMEN lisesi) olduğundan ve harbiden parasız olduğundan kıt kanaat okuduğumuz için Türkiye genelinde herkesin dersine albay Malbay girerken bizim derse binbaşı girerdi.
Bizler yatılı öğrenciler olarak bölge kırsalından gelmiş fakir ailelerin çocuklarıydık.
Okul mevcudu fazla değildi en kalabalık sınıf 25 kişi filandı.
Birgün bu binbaşı bildiğin unimorg'la (arkasında askerlerin karşılıklı oturduğu personel taşıyan kamyon) geldi okula. Bütün okul camlara yapıştı tabi. Hele idareciler de hafiften bir Yusuf yusuf da sezinlemedim değil.
Neyse binbaşı indi unimorg'tan toplaşın Kışlaya gidiyoruz dedi. Kızlı erkekli bindik unimorg'a Kışlaya gidiyoruz. Ulan nasıl mutluyuz var ya. Önce yemekhaneye gittik. Askerlerle beraber karavanadan doldurduk. Yemekte mercimek Çorbası, pirinç pilavı, kuru fasulye, üzüm hoşafı, bir de elma var. Kimse asker yemeklerini beğenmez ama Bizim okula göre çok çok güzel yemekler.
Daha sonra binbaşı bize kullanılan araç gereçleri gösterdi. Uçaksavar gördük lan. Helikoptere çıktık. Zpt'ye bindik Kışlanın içinde zptyle gezdik.
Sonra binbaşı Çankırılı bir askeri çağırttı. Elinde sazıyla koşa koşa geldi adam. Bildiğin nizamiyenin içinde çömdü Neşet Ertaş Türküleri söyledi o asker. Ben ilk kez orda duydum Neşet ertaş'ı. Çok sevdim.
Ben milli güvenlik dersinden mevkin ne olursa olsun geldiğin yeri unutmamayı, mütevazi Olmayı, insanları korkutarak değil sevdirerek disiplin altına almayı öğrendim.
