Bunun üzerine Biz, karısı dışında, (Lut'u) ve ailesini kurtardık; (karısı) ise, helake uğrayanlardan oldu. Ve onların üzerine, bir (azap) sağanağı yağdırdık. Bak! Mücrimlerin(suçluların) akıbeti nasılmış?
Kardeşleri Lut, onlara dedi ki: "Sakınmıyor musunuz? Muhakkak, ben sizin için emin(güvenilir) bir elçiyim. Artık Allah'tan korkup(sakının) ve bana itaat edin. Buna karşılık, ben sizden bir ücret istemiyorum. Şüphesiz ücretim, ancak alemlerin Rabb'ine aittir. Siz, insanlar (arasında), erkeklere mi gidiyorsunuz? Rabb'inizin, sizler için yaratmış bulunduğu, eşlerinizi bırakıyorsunuz. Bilakis, sizler haddi aşan bir kavimsiniz."
Dediler ki: "Ey Lut, şayet vazgeçmezsen, (elbette) sen (sürülüp) çıkarılanlardan olacaksın."
(Lut) dedi ki: "Muhakkak ben, sizin bu yaptığınıza buğz edenlerdenim. Rabb'im, beni ve ailemi, bunların yaptıklarından kurtar."
(Bunun üzerine) onu ve ailesini toptan kurtardık.
Ancak yaşlı bir kadın müstesna.
Sonra, geride kalanları yerle bir ettik.
Ve üzerlerine, bir yağmur yağdırdık. Uyarılanların yağmuru ne kötüdür.
Şüphesiz, bunda bir ayet(delil) vardır. Ancak onların çoğu iman etmiş değillerdir.
Ve muhakkak, senin Rabb'in, Aziz(şerefli) ve Rahim(acıyan) dır.
Lut Kavmi, uyarıları(korkutmaları), yalanladı.
Biz de, onların üzerine 'taş-dolu kasırgası' gönderdik, Lut Ailesi müstesna. Onları seher (tan) vakti kurtardık.
Tarafımızdan bir nimet(lütuf) olmak üzere. işte Biz, şükredenleri böyle ödüllendiririz.
Muhakkak (Lut), 'şiddetli yakalayışımızla' onları uyarmıştı.
Ancak onlar, bu uyarıları, kuşkuyla karşılayıp-yalanladılar.
(Gerçekten) onlar, (Lut'un) misafirlerinin peşine düştüler. Biz de onların gözlerini söndürüp, kör ettik. "Azabımı ve uyarımı tadın!"
Muhakkak onları, sabah erkenden, 'kararlı bir azap' yakaladı.
Azabımı ve uyarımı tadın!