blooregard q kazoo nun sözlüğe vedası

entry5 galeri
    16777215.
  1. Hakkınızı helal edin sevgili dostlarım.

    Nedensiz bir şekilde an itibariyle aldığım veda kararımın sonucu olarak yazmak istediğim son entry'mdir.

    Aslında nasıl veda edeceğimi bilmiyorum, daha önce hiç veda edemedim. Hep bana veda ettiler, yalnız, bi çare bıraktılar. Şimdi ben gidiyorum ama biliyorum ki siz yalnız kalmayacaksınız. Bu sözüm on birinci nesile; başınızın etini yiyen bir oytunkaran hep olacaktır. Yiyin birbirinizi.

    Gidiyorum, belki de en büyük sebebi sözlüğün kendisidir. Ancak suçladığım şey moderatörler vs.. değil. Sol frame. Sol frame dostlarım. Son günlerde iyice boka batmış sol frame. Misal bakınız: makata makas sokmak, kusmalı boşnak saksosu vs vs.. iyice liselilerde doldu taştı buralar.

    Daha önce hiç seks tecrübesi olmayan, izlediği pornolar kadar erkekliğini bilen veledlerle doldu taştı. Ekşiden akın edenlerdir vs.. zaten ayrı bok.

    Pek tabi buraya geldiğimden beri iyi şeylerde oldu. Yaklaşık 2 aydır buradayım ve çok kaliteli insanlarla karşılaştım. Sözlüğün vasat troll olarak tanımlamasına rağmen muhtemelen en adam akıllı yazarı titanik filmindeki batan gemi mesela. Değeri bi oytunkaran kadar bilinmesede ondan kat ve kat daha iyi olduğu da bir gerçektir.

    Sadece o mu? Elbette hayır. entelpiposu fis almazsak kaca olur hep biraz eksik paradays05 catlakmargrit ve ismini tam bilmediğim bi grup insan da hem bana hem sözlüğe çok şey katıyor. Onların değerini bilin ulan!

    Ölüyorum arkadaşlar. Gün geçtikçe eriyoru, bitiyorum. Bu veda kararımda önemli etkenlerden biri de bu belkide.

    Biliyordum ekbette bir gün öleceğimi.

    Bir şeyleri öğrenmeye başladığımızda ilk önce öleceğimiz öğretiliyor bizlere…

    Bizler ise bir gün öleceğimizi bile bile yaşıyoruz. Bazen düşünüyorum kendi kendime; tüm biten şeylerin verdiği, beyin hücrelerimizi âdeta çatlatan o sancıyı… Eğer hayatın bitiminde ve hatta yaşamın her evresinde yaşayacaksak, sahiden hayat ne kadar güzel olabilir ki?

    Mesela az önce kendi tabutumu taşıdım, kendi ellerimle gömdüm, gri bir toz bulutunu andıran ölü bedenimi, toprağın çatlayan göğüs kafesine… Damla yaş yoktu gözlerimde, kimse görmedi ağladığımı; ama öldüm…

    Herkes gibi; Babam gibi, Jim Morrison gibi, hem de herkesin; 'Dibine kadar yaşıyorsun ulan!' dediği bir dönemde. Yaşamayı göze alacak kadar korkak olmadığımdan öldüm. Çünkü insanların yaşamak için tek bir şeye ihtiyaçları vardı; 'Yalan'. Hayatta kalmak için yalan söylediler. Bazen sevgilileri olması için yada birisiyle yatmak için yalan söylediler. Aşk için, para için, en çokta hayatları için yalan söylediler. Ve yaşadılar, sadece yaşamak zorunda oldukları için yaşadılar. Ama benim böyle bir zorunluluğum yoktu. Ölmek daha onurluydu bu kadar zombileşmiş, katılaşmış, kirlenmiş insan topluluğu içinde. ilk önce öleceğimizi söylediler bizlere, hem de 'Doğmak' ne demek henüz öğrendiğimiz günlerde. 'Öleceksiniz..' dediler. Öğrendik.

    Şimdi düşünüyorum da; bunu da öğrettikten sonra geriye öğrenilmesi gereken ne kalıyor ki?

    Kendinize iyi bakın sevgili dostlarım. Saat 00:00 itibariyle buradan gidiyorum. Bu blooregard q kazoo'nun son entry'sidir.

    Edit: son entry evet. Gerektiğinde editlerim.
    3 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük