bu aralar kıvranıp duran baro,adamlar hırsız baskanlarına bile sahip cıkıyorlar.
avukatlara ve avukatlık meslegine saldırı varmıs, bak sen su ise?
girin internet sitesine bakın,sikayet ediyorlar.
baroya sikayet edilmis binlerce avukat var,disiplin kurulunda yargılanmayı
bekleyen binlerce dosya var.ama umurlarında bile degil.
ve bu yargılanmayı bekleyen avukatlar genel kurulda oy kullanıyorlar.
yarın oburgun belki barodan-meslekten atılması gereken avukatlar
kendi yonetimlerini sececek cogunluga ulasacaklar.
kurum olmaktan cıkmıs cetelesmisler.
turkiye de hukuk ruhban sınıfının elindedir.
birileri hak-hukuk bilmeden kanun yapar,ruhban sınıfı da bunu uygular.
bu baglamda avukatların derdi hak-hukuk degildir.
onlar hakimlere-savcılara cemkiriyorlar savunma makamı olarak.
hani "biz de hukuk fakultesi mezunuyuz,niye adalet mekanizması icinde
sizin ayrıcalıklarınıza sahip degiliz ki?"diye dusunurler,dertleri budur.
"biz de ruhban sınıfındanız,bizi niye hor goruyorsunuz" un kavgasını yapıyorlar yani.
yoksa sokaktaki adaletsizlik,ulkede hukukun-birey kulturunun olmaması kimsenin umru degildir.
yani mahkeme salonlarında,mahkeme kalemlerinde umursanmayan hatta asagılanan
savunma makamının kendisi degildir,avukatın temsil ettigi kisi ya da kurumdur.
saatlerce durusma beklerken,burokrasi icinde bogulurken umursanmayan-magdur edilen avukatın temsil ettigi bireydir,avukatın kendisi degildir.
avukatların bircogu bunun farkına varamayacak kadar cahil ve odundur.
bireyin uzerine kurulu olmayan, birey merkezli olmayan hukuk hukuk mudur?
eger bir batı memleketinde yasasaydık ben alayınızı surum surum surundururdum.
batıda ne de olsa hukuk var,kisilik hakları var.
zaten bana kalmadan adalet bakanlıgı vs.devreye girerdi.
ama bizde hukuk yok ki..
bireyin, birey kulturunun olmadıgı toplumda hukuk olur mu?