yagmurlu bir günde sevgili * arkadasım gül'ün "nolur bana anahtarlık almaya gidelim" ısrarlarına dayanamayarak düştük yola, bizim burda * yürüyüş parkı var bilen bilir onun sonuna kadar inmemiz lazım, hatunun istediği yere ulaşabilmek için.
gayet doğal hersey, yağmurlu bir günde parkta dolaşıyoruz edasında sallana sallana yürüyoruz. park bitti, bitişiğindeki caddeden sağa dönücez az ilerde de anahtarlık alacagımız yer var -o zaman ki adı japon pazarı m.ö. 209-
neyse saga döndük, yerde su birikintisi felen var,bende yoldan taraftayım. böyle iki adım attık atmadık. koca araba sen kalk gel * yanımızdan saatte bilmem kac km hızla gec, bütün o yerdeki çamurlu su sende kalk * hiç işin gücün yokmuş gibi benim basımdan asagı sıcra. olacak iş değil yanımızda bi dene mendil yok olanda mevsim haliyle sümüklü. biraz ilerde bi bakkal var ama ben önümü göremiyorum ki üstüm basım gözüm kaşım çamur içinde. bakkala girdim adamlar tiksinerek bakıyorlar felen ıyy.
rezil kepaze sinir verici ve olucu bir gündü.
hay gül senin anahtarına da ona takacagına da .. dedim .. böyle o anahtarlıkla gülü bogum bogum bogmak istedim inanır mısınız?
neden inanmayasınız canım. inanmak sizinde hakkınız. *
