allahın (c.c.) varlığı kendi zatından dır. zatı ile kaimdir allah. allah halık tır. mahluk değildir ki sonradan yaratılmış olsun.
Allah’ın Zat-ı Akdesi her türlü mekân ve zamandan münezzehtir. Ne alem-i gayb ne de alem-i şehadetten hiçbir varlık yokken Allah vardı. Şuna dikkat edelim ki, alem-i misal, alem-i beka, cennet ve cehennem de alem-i gaipten sayılır. Onun için gaybu’l-gayb olan Allah’ı mutlak olarak alem-i gaybte tasavvur etmek de yanlıştır.
“Allah vardı, onunla birlikte hiçbir şey yoktu.” (Kenzu’l-ummal, h. No: 29850) mealindeki hadisten anlaşılacağı üzere, yer ve göklerin, cennet ve cehennemin de içinde bulunduğu yaratılmışlık dairesinde yer alan varlıktan hiç bir eser yokken Allah vardı. Ehl-i sünnetin bu konudaki akidesi de budur. Allah, gökler ve yerler yokken neredeyse yine oradadır. Orada, ne zaman ve ne de mekân vardır. Demek ki, Allah zaman ve mekândan münezzehtir.
Şunu da unutmayalım ki, Allah ilim ve kudret sıfatlarıyla her yerde hazır ve nazırdır; yoksa, kendi Zat-ı Akdesiyle hiçbir yerde değildir. Çünkü, Allah zaman ve mekândan münezzehtir. Çünkü, zaman ve mekân yok iken de o vardı. Onun Zat-ı Akdesini idrak edemediğimiz gibi, onun ezelde nerede olduğunu da idrak edemeyiz. Ezelde nerede idiyse şimdi de oradadır. Orası zaman ve mekânın olmadığı vucup dairesidir.
ayrıca bu konuda : “Allah’ın sanatını, eserlerin düşünün ve tefekkür edin; fakat Allah’ın Zatını düşünmeyin, çünkü onu hakkıyla kavrayıp takdir edemezsiniz.” (Mecmau’z-Zevaid, 1/81, Kenzu’l-Ummal, h. No: 5705-7)