durdurulamayacak kadar fazla değilse sorun olmayan hatta normal olan kanamalar olduğu söylenir doktorlarca.
ağız içi basıncı artıran vakum hareketlerinden kaçınmak gerekir.
bir de sigara meselesi var ki çok önemli...
gömülü diş ameliyatından çıkar çıkmaz nikotin sakızı almıştım eczaneden. ilk günü sakızla kendimi sakinleştirerek geçirdim. ancak ertesi gün öğlen saatlerinde nikotin sakızı beni kesmemeye başladı.
gün boyu kaç saat sigara içmemek lazım tarzı soruların sorulduğu sağlık sitelerinde kendime bir yasal boşluk bulmaya çalıştım. 72 saat diyorlardı ameliyat olanlar için. ilk bir hafta ise çok dikkatli olmak gerekiyor diyorlardı doktorlar.
"ulan bunlar millet açığı bulup içmesin diye fazladan söylüyorlardır bu süreleri" diye düşünmeye başladım gece saatlerinde. bunu söyleten frontal lob falan değil; opiyat reseptör hücreleriydi.
zira "nikotin ver lan bize" diyemediklerinden lafı böyle geveliyordu ibneler.
en sonunda bu denli büyük baskıya dayanamadım ve ameliyattan henüz 24-25 saat geçmişken ve hala ağzımda kanamalar varken yaktım cuğarayı.
gece boyu iki taneyle yetindim ama sabah vurdum gözüne gözüne...
o günün akşamında yani ameliyatın üzerinden henüz 48 saat geçmemişken, ameliyat yerinde pamuk pamuk şeyler dikkatimi çekti. ağzım leş gibi bir tada eşlik eden saçma sapan bir kokuyla bir bokluk olduğu mesajını veriyordu.
derken yatmadan önce başlayan iğrenç bir zonklama ve korkunç bir gecenin ardından ertesi gün doktora gittiğimde ameliyat deliğinin altındaki boşluğun iltihaplandığını öğrendim.
doktor büyük bir zevkle "demek sigara içtin ha" diyerek yaranın içindeki iltihabı temizledi. pamuğun kurşundan daha fazla acı verdiği bir olay yaşamış olduk.
doktorun yaranın içini tekrar kanatmak için içerden açtığı minik deliklerden hiç bahsetmiyorum. bu esnada ben ilk aşkımı, ilk milli oluşumu falan düşünmeye çalışıyordum.
velhasıl-ı kelâm, dişçi dediğin bilmem kaç sene okulda eşek gütmüyor arkadaş, adamların dediğini dinlemekte fayda var vesselam.
