aslında "aşırı zenginleşme"nin bir sorun olup olmadığı tartışmalı bir konu olduğu için var olmasının gerekip gerekmediği de tartışmalı olan çözümdür.
mesele şudur: günümüzün dünyasında büyük işleri başarabilmek için büyük servetler lazımdır. yani üretim araçları üzerindeki bireysel mülkiyet hakkı reddedilmediği sürece durum böyledir. islam ise bu hakkı reddetmez. bu açıdan baktığımızda zaten sulandırılmış olan "faiz yasağı"nı saymazsak, islam'ın mülkiyet ile ilgili tutumunun günümüz ekonomik gerçeklerine (kapitalizme) uygun olduğunu söyleyebiliriz.
yukarıda yazdığım nasıl doğruysa, 62 kişinin servetinin dünyanın yarısının servetine eşit olmasında bir gariplik olduğu da bir o kadar doğrudur. bu açıdan olayın iki boyutu vardır:
bir kere söz konusu 62 kişinin ve hemen altında gelen güruhun, 4 milyar insan kadar yemesi içmesi, tüketmesi mümkün değildir. evet, lüks içinde yaşarlar ama servetlerinin çoğu "yenilebilir" servetler değildir. bildiğiniz üretim araçlarıdır (toprak, fabrikalar, makinalar, üretim aracından sayarsanız -ki "üretim" tanımını nasıl yaptığımıza bağlı olarak ben sayıyorum- bankalar filan..). basitçe "bunlara devlet sahip olacağına özel kişiler sahip olsa ne çıkar ki? hem daha verimli işletiyorlar, hem de kıyamet kadar insanın ekmek yemesine vesile oluyorlar" denebilir. bu işleri becerenlerin lüksü de bir yere kadar hoş görülebilir.
diğer boyutu ise, "tamam 4 milyar insanın o kadar çok mülkü olmasın, o kadar lüksleri de olmasın ama bu kadar yoksulluk içinde kalmaları adil midir?" sorusudur.
antikapitalist müslümanların, "zekatın bir servet vergisi olarak, devletin belirleyeceği oranda ve devlet tarafından, zorla toplanması ve doğrudan yoksullara dağıtılması" tezi kabul edilmezse, islam'ın bu soruna getirdiği çözümün, adına ister infak deyin, ister sadaka deyin, ister %2,5 zekat deyin, ne derseniz deyin yeterli olmadığı tarih boyunca ve günümüzde sayısız kere kanıtlanmıştır.
tabi antikapitalist müslümanların tezi kabul edilirse de dertler bitmez. bu sefer de "sermayenin üstüne bu kadar sıkı gidilen bir ülkede nasıl sermaye birikimi olur? sermaye birikimi olmazsa yatırımlar nasıl yapılır? enflasyon nasıl kontrol edilir" soruları gündeme gelir.
hele ki faiz yasağının sulandırılmadan uygulanması konusuna hiç girmeyeyim...
velhasıl sosyal adaletin sağlanması, diğer yollarla olduğu gibi, din yoluyla da kolay görünmüyor. şeriatla sosyal adaletin sağlanabileceğini iddia edenlerin yukarıda dikkat çektiğimiz noktalara tatminkar açıklamalar getirmesi gerekir.