Çünkü kan ve gözyaşıyla beslendi bizim genlerimiz. Hayatta kalabilmek adına güçlü olan ve ölmemek adına öldüren, zulmeden nesillerin devamıyız biz. Bugün rengarenk ışıltısıyla ve türlü vaatlerle mutlu etmeye çalışan modern dünya var ya! işte onun temelinde bugüne kadar gelmiş geçmiş bütün mazlumların ahı var. Habiller öldü, dünya kabillere kaldı ve biz o kabillerin çocuklarıyız.
Olabilir mi? mutsuzluklar üzerine kurulmuş bir mutluluk olabilir mi? zulme uğrayan insanların lanetini genlerimizde yaşatırken mutluluğun peşinde koşmak doğru mu?
Bugünkü masumiyet iddiamız var ya! kuru bir laftan ibaret. içinizde taşıdığınız canavarı görün ve ona sorun: “neden mutsuzuz” diye. O anlatır size.
içinizdekini göremediniz mi? Dışınıza bakın o zaman. Kullandığınız eşyalara, giydiğiniz elbiselere ve yaşadığınız evlere, bindiğiniz araçlara… Hepsinin üzerinde kan lekeleri var.
Hala “masumuz biz” mi diyorsunuz? Mutluluğun peşinde koşmaya devam edin o zaman. Masumsanız bulursunuz zaten.