gelip gelmeyeceği meçhul o gelecek zamanda ne işin var? şimdi burada olmalıydın...
şimdi kapının eşiğine yaslanıp onaylamayan gözlerle bana bakmalıydın. elini o zarif beline koyup;
bu saatte tek gözüm kanlı halde bilgisayar başında olmama kızmalıydın.
patronuma yalan atıp yarın gitmeyeceğimi söylememe önce kendini tutamayıp gülmeli sonra da yalandan hayıflanmalıydın...
sen olsan bu yalan da olmazdı ya neyse...
elimden tutup beni kaldırıp salondaki koltuğa götürürdün, sarılırdık biraz, biraz muhabbet ederdik. altından kalkabileceğimi söylerdin üzerime aldığım bu sorumlulukların...
gıdıklardım seni belki biraz, kıkırdayıp hiç de yorgun görünmediğimi söylerdin. söz konusu sen olunca yorulmam ki...
sanırım benim kaderimde olmanın sebeplerinden biri de zamansız olman ben gibi,
çok yanlış zamandasın be hatun, gel buraya artık
seni çok seveceğim değil de seni çok seviyorum diyeyim artık...
