peynir tenekesi kıvamında bir kafa, çal çal oyna...
kemal tahir, kendi fikri köklerini bu azılı zındıkların tam da kin kustuğu yerde ararken, bu su kurnazları aynen bu şekilde...
neyse...
rumeli "dönme"leri meşhurdur.
anlarsınız ya...
bir de travestiler vardır, onlara da "dönme" denir.
ortak noktaları?
söylim mi? söylim mi he? söylim mi lan?
gerenk yok...
bu zıpzıp ve saz arkadaşları, nisbet edileni kendi zaviyesinde müşahhas edeni de kendi zaviyesinden mücerrete "mahkum" etmeye çalışmaktan başka hiçbir şey yapamayan bir alık sürüsüdür...
şimdi ben de diyebir miyim ki hurufiler oradan oraya sızıp rumelide davullu zurnalı ensest alemlerinde takılmış, bütün rumeli ensest mahsulüdür diye?
hadi sen cevapla!
evet mi? hayır mı?
hayır ise bu konuda dünya kadar eser var, her sike ütopya diyen dingiller için değil ama fikir namusluları için muhteşem kaynaklar, icabında temin ederim...
misal, hilei şeriyyeyi sanki hakmış gibi savunuyor ama hak olan ne varsa arada kaynatmaya özen gösteriyorsun.
madem bu kadar delikanlısın "evet" de de bilinmeyeni bir çırpıda bilelim...