sırf dtp'yi kolladığı için "demokrat" ilan edilen yazar.
kendisi kendisine göre demokrattır, kendisine göre sosyalisttir, yazıdığı yazıların tamamına yakınını okudum, yaklaşık 20 tane içinde "kürt" geçen başlıkta yazısı var pkk, abdullah öcalan veya başka başlıklardaki kürtlere yönelik ifadelerini saymıyorum bile.
neyse, bu kişi sosyalist olduğunu iddia etmekte ırkçılığı lanetlemekte vs.
ırkçılıkla alakalı yazdığı yazıların bazılarına haklı ancak, genel olarak türk kelimesini ırkçı addetmiş. ırkçılık türklüğün tekelinde değildir. ayrıca, türklüğün tanımı anayasa nin 66 nci maddesi'nde açık ve net şekilde yapılmıştır. ülkemizde türklük, bir ırkın veya kendi tabiri ile bir kavmin tekelinde değildir. ülkemizde türklük, bir milletin adıdır. bu konudaki yanlışları kafasından silmesi gerekmektedir. en azından anayasa'nın ilgili maddesini okusun.
fransa'da milyonlarca afrika kökenli insan var ama hepsi "fransızım" diyor. neden? çünkü fransa'da da "fransız" kavramı vatandaşlık kavramıdır.
hem ırkçılığa karşılık gelip hem de mikro milliyetçilik çerçevesinde kürtçülük yapmak biraz tuhaf bir durum. ufuk uras demiyor mu, "milliyetçilik bölücülüktür" diye? peki mikro milliyetçilik bölücülüğün daniskası değil mi? herkes kültürünü yaşasın eyvallah ancak, "ben türk değilim, kürdüm, lazım, çerkezim, çeçenim" boyutuna geldiğinde asıl bölünmüşlük olmuyor mu? bulgarlar, yunanlar, ermeniler, araplar, sırplar, hırvatlar osmanlı'da mikro milliyetçilik ile kopmadı mı? emperyal güçler bugün bizi ayrışmaya iterken "dekokrasi" kılıfı altında bizim de "demokratlık adına" onların ekmeğine yağ sürmemiz çok mu iyi olmaktadır? türkiye'de onlarca etnik yapıdan tek halk, tek millet vardır. türk milletidir. tek bayrak, tek devlettir. elbette ki, etnik unsurlar kültürünü yaşamalı buna en ufak sözüm yok, demokrasi hüküm sürmeli ancak, sadece kürt kimliğini öne sürüp demokrasicilik oynamanın manası yok.
edirne'deki boşnak mültecilerin yaşadığı şartları git gör veya öğren karala bir şeyler, alevi mezhebinin sorunlarını yaz, karadeniz sahil yolunu yaz, belek ormanlarını yaz, çıkacak olan sosyal güvenlik yasasını yaz, vergi aflarını yaz, siyasi partiler kanununun adaletsizliğini ve antidemokratikliğini yaz, %10 barajın eleştir, temsilde adaletsizliği eleştir. demokrasi demek kürt kimliğini diğer unsurları göz önünde bulundurmadan savunmak demek midir? hani "dondurmam gaymak" filmindeki ödp propagandasında geçen sembolik kaplumbağa eylemlerini de savun.
kavimler göçü sonrasında bu topraklara gelen türk boyları buradaki etnik unsurları kılıçtan geçirmedi, zaten ırk olarak "ben saf türküm" diyen birinin alnını karışlarım. gitsin orta asya'daki çekik gözlü çocuklara baksın, bir de dönsün kendisine. biz burada, buradaki yerel unsurlarla eridik, osmanlı ile büyük bir millet olduk, mikro milliyetçilik ile osmanlı dağıldı ve 1923'te yeniden bir millet olduk. millet olmanın değerini bilmesini tavsiye ederim.
türküm demek nasıl faşist söylem addeliyor da, kürdüm demek, ermeniyim demek demokrasi gösterisi oluyor? bu bir çifte standart değil midir?
bugün avrupa'nın göbeğindeki, bize dikte edilen demokrasi türünün ağa babası belçika'da mevcut ve belçika bölünüp, bölünmeme sorunuyla karşı karşıya.
"biz demokrasi istiyoruz" diyor bazı kürt kimlikli kardeşlerim mikro milliyetçilik temelinde. kardeşim, senin kültürün değil mi şu andaki modern feodalite? senin kültüründe yok mu berdel, töre cinayeti vs? önce bunlara bir tepki gösterin de görelim demokrasi aşkınızı!
kendisini sadece ve sadece "kürt" kimliğini yazılarına kullandığı için "yılmaz demokrat" ilan edenlerin samimiyetini üstte yazdığım bu ülkenin diğer demokrasi sorunlarını yazmaya davet ediyorum.
bu yazımı, okuduktan sonra da, "eeh be, senden mi öğreneceğim be demokrasiyi" deyip göz ardı edeceğini biliyorum. umarım yanılıyorumdur.